Pekiştirme Kavramı
Klasik koşullanmada pekiştirme, koşulsuz uyarıcı pekiştireç rolü göstermektedir. Pavlov,

koşulsuz tepkiyi (salya) meydana getiren koşulsuz uyarıcıya (et) birincil pekiştireç; koşullu tep-

kiyi (salya) meydana getiren koşullu uyarıcıya (ses) da ikincil pekiştireç adını vermektedir. Kla-

sik koşullanmada pekiştireç tepkiye bağlı olarak verilmez. Tepkinin meydana gelmesinden önce

sunulur ve tepkiyi doğrudan uyarıcıdır.(Senemoğlu,2001,sf 106)

Edimsel koşullanmanın iki temel ilkesi vardır. Bunlar:

1)Pekiştirici uyarıcıyla izlenen tepkiler tekrarlanma eğilimindedir.

2)Pekiştirici uyarıcılar, edimsel davranışların meydana gelme oranını ya da olasılığını artırır.

Edimsel koşullanmada önemli olan nokta; davranış ve onun sonuçlarıdır. Dikkatli bir

gözlemle, bir davranışın sık olarak ortaya çıkmasında, davranışın sonuçlarının büyük ölçüde et-

kili olduğunu görebiliriz. Organizma pekiştirilen davranışı daha sık gösterir. Pekiştirilmeyenden

ise vazgeçer.(Senemoğlu,2001,sf 156)

Her iki koşullanma sürecini kapsayan genel kural şöyle ifade edilebilir: bir davranışın or-

taya çıkma olasılığını arttıran her türlü uyarıcıya pekiştirme adı verilir.(Cüceloğlu,1997,sf 156)

Pekiştireçleri iki gruba ayırmak olanağı vardır. Olumlu pekiştireçler ve olumsuz pekiştireç-

ler. Olumlu pekiştireçler verildiği zaman davranışın ortaya çıkma olasılığı artar. Yiyecek, su,

övgü bu tür pekiştireçlere örnek oluşturur. Olumsuz pekiştireçler ortadan kaldırıldığı, ya da veril-

mediği zaman davranışın ortaya çıkma olasılığı artar: elektrik şoku, rahatsız edici bir gürültü gibi

uyarıcılar olumsuz pekiştireçlere örnektir. Yapılan edimsel koşullanma deneylerinde olumsuz

pekiştirme genellikle deneğin denetimi altındadır ve denek istenilen davranışı yaptığı anda olumsuz

pekiştirme ortadan kalkar. Örneğin, Skinner kutusundaki manivelaya basınca, kutunun altındaki

ızgaraya verilen elektrik şoku otomatik olarak kesilir.(Cüceloğlu,1997,sf 156)

Ödül kelimesi, olumlu pekiştireç kavramıyla eş anlamlı olarak kullanılabilir, fakat ceza

kavramı olumsuz pekiştirme kavramı ile eş anlamlı kullanılamaz. Olumsuz pekiştirmede olum-

suz pekiştireçler ortamdan çıkartılırken, cezada olumsuz pekiştireçler ortama konmaktadır. Hem

olumlu hem de olumsuz pekiştirme davranışın yapılma olasılığını azaltır.(Senemoğlu,2001,sf

158)

Skinner’e göre pekiştirmenin organizmaya istenen davranışı kazandırmada, davranışı bi-

çimlendirmede, sonuç olarak kişilik gelişiminde önemli bir yeri vardır. Hatta “kişilik dediğimiz

şey, bizim pekiştirilme tarihçemizin bir özeti olan davranış biçimlerinden başka bir şey değildir”

(Skinner,1971). Örneğin; biz Türkçe öğreniyoruz. Türkçe öğrenmemizin nedeni, Türkçe konuşu-

lan bir evde doğmamızdır. Türkçe seslere benzer sesler çıkardığımızda pekiştirilerek Türkçe’yi

öğreniyoruz. Eğer biz İngiliz, Fransız, Rus evinde doğup büyüseydik bu sefer de İngilizce Fran-

sızca Rusça seslere yakın sesler çıkardığımızda pekiştirilerek bu dilleri öğrenecektik. (Senem-

oğlu,2001,sf 158)

Skinner, kültürü de bir pekiştirme seti olarak tanımlamaktadır. Farklı kültürler farklı dav-

ranış biçimlerini pekiştirirler. Pekiştirmeyi kontrol ederek davranışları kontrol edebiliriz.

(Skinner,1971)Örneğin; çocuğunun belli kişilik özelliklerini kazanmasını isteyen ana-baba aşağı-

daki adımları izleyebilir.(Hergenhahn 1988)

1) Çocuğunuzun yetişkin olarak hangi temel kişilik özelliklerini kazanmasını istediğinize karar

veriniz.(Örneğin ana-babanın çocuğunun yaratıcı bir yetişkin olmasını istediklerini düşünelim.)

2)Amacınıza ulaştığınızda çocuğun hangi davranışları kazanması gerektiğini tanımlayınız.( Yu-

karıdaki örneğe göre, yaratıcı bir kişinin hangi özellikleri göstermesi gerektiğini belirleyiniz.)

3)Amacınıza uygun davranışları gözlediğinizde çocuğunuzu pekiştiriniz.(Yukarıdaki örneğe göre

ana–baba yaratıcılığın göstergesi olan davranışlar ortaya çıktığında çocuğunu ödüllendirmelidir.

4)Çocuğun çevresindeki temel öğeleri beklenen davranışları destekleyecek şekilde düzenleyerek

tutarlılık sağlayınız.( yukarıdaki örnekte ana-baba, çocuğun yaratıcı davranışlarını pekiştirirken,

çevresindeki arkadaş, öğretmen ve yetişkinlerin de desteklemelerini sağlamalıdır. (Senemoğlu,

2001,sf 158-159)

Bu ilkeleri bilmeksizin ana-baba birtakım yanlış uygulamalar yapabilir. Bazen ana-baba,

öğretmen ve diğer yetişkinler çocuklara, farkında olmadan istenmeyen davranışları kazandırabi-

lirler. Örneğin; Öğretmen, sınavda sadece kitaptaki bilgiyi ezberleyen öğrencilerin cevaplayacağı

şekilde soru sorduğunda derse değişik kaynaklardan çalışmış olmasına rağmen bir tek kitaptaki

bilgiyi ezberlemeyen öğrenci, düşük not alır. Gelecek sefer bu öğrenci kitaptan kopya çekmeye

yönelir ya da kitaptaki bilgiyi aynen ezberlemeye çalışır; sonuçta da yüksek not alırsa bu durum-

da öğrenci gelecek sefer kopya çekme ya da sadece kitaptaki bilgiyi ezberleme davranışını sür-

dürür.(Senemoğlu,2001, sf 159)

Premack Kuralı

Premack(1959) pekiştireç olarak uyarıcı yerine faaliyeti kullanmayı önermiştir. Ona göre

Skinner kutusuna konan fare yiyecek verildiği için değil, yeme faaliyeti olduğu için manivelaya

basma sayısını arttırır. Organizmanın daha seyrek olarak yaptığı başka bir faaliyet için pekiştireç

rolünü oynar. Örnek olarak, iki çocuk alalım: bunlardan biri şekere düşkün olup sık sık şeker ye-

sin diğeri ise şekerden pek hoşlanmasın fakat top oynamayı sevsin.(Cüceloğlu,1997,sf 157)

Birinci çocuğa top oynama öğretilmek istendiğinde, acaba şeker yeme pekiştireç olarak

kullanılabilir mi? Evet kullanılabilir! Top oynaması öğretilmek isteniyorsa, her top oynayışından

sonra çocuğa şeker yeme olanağı verilmelidir, bir başka deyişle çocuk şekere ancak top oyna-

makla ulaşabilmelidir. İkinci çocuğa ise şeker yeme öğretilmek isteniyor. Bu durumda çocuk bir

şeker yedikten sonra top oynama olanağı verilmeli ve böylece top oynama, şeker yeme olayına

bağımlı kılınmalıdır. Sonuçta birinci çocukta şeker yeme, ikinci çocukta ise top oynama

pekiştireç görevini görür. (Cüceloğlu,1997,sf 157)

Bu tür gözlemler sonucu Premack, kendi adıyla bilinen aşağıdaki iki ilkeyi ileri sürmüş-

tür:

1) Belirli bir anda, her bir organizmanın bir pekiştireçler mertebesi (hiyerarşisi) vardır. Bu

mertebe düzeninin tepesinde , bütün olanaklar sağlandığında organizmanın doğal olarak ya-

pacağı ilk faaliyet yer alır. Diğer faaliyetlerin ortaya çıkma olasılığı mertebedeki yerine ba-

ğımlı olarak azalır.

2)Bu mertebe içinde yer alan her davranış, kendinden üst bir faaliyet tarafından pekiştirilebilir ve

kendinden daha alt düzeylerdeki faaliyetler için bir pekiştireç rolü oynar. Bu ikinci ifade Premack

ilkesi olarak bilinir.(Cüceloğlu,1997,157)

Bu kural eğitimde ve çocukların davranışlarını denetimde son derece etkin bir biçimde

kullanılabilir. Önemli olan ilk adım, davranışını değiştirmek istediğimiz bireyin faaliyetlerinin

mertebe yapısını keşfetmektir. İkinci adım da, üst düzeydeki bir faaliyeti , öğretmek istediğimiz

bir davranış için pekiştireç olarak kullanmaktır.(Cüceloğlu,1997,sf 157)

Pekiştirmenin Miktarı ve Gecikme Süresi

Psikologlar pekiştirme miktarının öğrenme miktarının hızını etkileyeceğini düşünmüşler.

Örneğin; çocuğun yeni bir davranış öğrenmesini isteyen öğretmen ya da ana-baba çocuğa önemli

göreceği bir miktarda ödül vermelidir. “İlk devrede karnende zayıf getirmezsen seni sinemaya

götüreceğim!” diyen bir baba, büyük bir olasılıkla, çocuğuna iyi bir ödül ortamı yaratmamakta-

dır. Öte yandan “ ilk devrede karnende hiç zayıf getirmezsen sana bisiklet alacağım!” diyen bir

diğeri, çocuğunu önemli derecede ödüllendiriyor olabilir.(Cüceloğlu,1997, sf 159)

Açıklığa kavuşması istenilen, çocuğun davranışı ödüllendirilmeye karar verilmişse, önce

çocuğun neyi ödül olarak algıladığını bilmenin gerektiğidir. Ayrıca, baban gelince senin yaptık-

larını babana söyleyeceğim!”diyen anne, gecikmeli bir ceza sistemi kullandığından, çocuğun

öğrenme süresi pek etkin olmaz.(Cüceloğlu,1997,sf 159)

PEKİŞTİRME TARİFELERİ


Skinner ve onun izleyicileri, edimsel davranışın sıklığını artırma amacıyla bağımsız değişken

olarak pekiştirme tarifeleri üstünde çalışmışlardır. Pekiştirme tarifesi, tepkiyi izleyen pekiştireç-

lerin verilme biçimini kapsamaktadır. En yaygın olarak kullanılan pekiştirme tarifeleri; sürekli

pekiştirme, sabit pekiştirme, sabit oranlı pekiştirme,değişken aralıklı pekiştirme ve değişken

oranlı pekiştirmedir.(Senemoğlu,2001,sf 169)

Sürekli Pekiştirme

En basit pekiştirme tarifesidir. Bu tarife, deneğe yeni bir şey öğretilirken kullanılmakta-

dır. Tepki öğrenildikten sonra sürekli pekiştirme bırakılıp diğer pekiştirme tarifeleri uygulanmalı

dır. Aksi taktirde bir müddet sonra pekiştirmenin etkisi kalmayacaktır. Ayrıca sönmeye karşı en

az dirençli pekiştirme tarifesi sürekli pekiştirmedir. Örneğin, başlangıçta çocuk yatağını her dü-

zelttiğinde pekiştirilirken davranışı kazandıktan sonra değişik pekiştirme tarifelerine geçilmeli-

dir.(Senemoğlu,2001,sf 169)

Sabit Oranlı Pekiştirme

Bu tarifede, organizmanın belli bir sayıdaki davranışı pekiştirilir. Örneğin; hayvanın her

10 doğru davranışından sonra yiyecek verilmesi; öğrencinin her 5 doğru cevabına bir not veril-

mesi gibi pekiştirmeler sabit oranlıdır.

Zaman önemli değil, doğru davranış sayısı önemlidir. Aynı süre içinde bir kişi daha az

doğru davranış yaparken, bir diğeri daha çok doğru davranış yapabilir ve daha çok pekiştirilebi-

lir. Ancak organizma pekiştirildikten hemen sonra bir depresyon içine girer. Buna “pekiştirme

sonrası ara” adı verilmektedir. Bu konuda birçok görüş ileri sürmekle birlikte, hayvan pekiştiril-

dikten hemen sonra yapacağı davranışın pekiştirilmeyeceğini öğrendiğinden dolayı bir durgunluk

içine girmiş olabilir. Birikmiş kayıtlar bu durgunluğun geçici olduğunu, daha sonra davranış sayı

sında hızlı bir yükselme olduğunu göstermektedir. Bu durum “ara ver ve çalış” ifadesiyle betim-

lenebilir.(Senemoğlu,2001,sf 170)

Sabit Aralıklı Pekiştirme
Organizmanın belli bir zaman dilimi içinde yer alan davranışları pekiştirilir. Bu tarifede

doğru davranış sayısı önemli değildir. Belli bir sürenin geçmesi önemlidir. Örneğin,hayvan her

iki dakika sonunda pekiştirilir. Bu süre içinde ister bir davranış,ister beş davranış yapsın

pekiştirme iki dakikanın sonunda yapılır. Dolayısıyla, Skinner kutusundaki hayvan sabit olan

zaman aralığının başlangıcında yavaş bir şekilde tepkide bulunurken ya da hiç tepki göstermezken, zaman ara-

lığının bitimine doğru daha hızlı tepkide bulunmaktadır. Örneğin; belli bir sürede tamamlanacak

işler; öğrencilerin vize ve final sınavlarına çalışmaları; dönem ödevleri hazırlamaları,

memurların her ayın başında maaş almaları bu pekiştirme tarifesine uygun örneklerdir.

Öğrenciler, dönemin başında yavaş hareket ederken ödevi teslim etme günleri yaklaştıkça daha

hızlı çalışmaktadırlar. Ancak, sabit oranlı pekiştirmede olduğu gibi yapıldıktan sonraki zamanda,

organizma (insan ya da hayvan) gene yavaş hareket etmeye başlar. Çünkü hızlı hareket etse de o

sürenin bitimine kadar pekiştirilmeyeceğini öğrenmiştir.(Senemoğlu,2001,170)

Değişken Oranlı Pekiştirme

Bu tarifede, her on tepkiden sonra vb. gibi belirli bir sayıdaki tepkinin pekiştirilmesi yeri-

ne, değişen sayılardaki tepkiler pekiştirilir. Bu tarifede önemli olan ortalama bir tepki sayısının

pekiştirilmesidir. Örneğin; öğretmenler ortalama beş doğru davranışa not verebilir. Bu not bazen

bir doğru davranıştan sonra, bazen on, bazen de dört doğru davranıştan sonra verilebilir. Dolayı-

sıyla kaç davranıştan sonra not alacakları belli olmadığından etkinlik sürekli ve sönmeye karşı

dirençli olabilir.(Senemoğlu,2001,171)

Değişken Aralıklı Pekiştirme

Bu pekiştirme tarifesinde zaman sabit değildir. Pekiştireç bazen hemen, bazen daha geç

kazanılabilir. Değişken oranlı pekiştirme tarifesinde olduğu gibi bunda da ortalama zaman önem-

lidir. Örneğin; pekiştirme ortalama üç dakikada yapılacaksa, ilki iki dakika sonra, ikincisi bir da-

kika sonra, üçüncüsü beş dakika sonra , dördüncüsü dört dakika sonra yapılabilir. Böylece müm-

kün olan bütün pekiştireçleri elde etmek için, organizma (insan ya da hayvan) tepkiyi sürekli ola-

rak gösterir. Değişken aralıklı pekiştirme tarifesi, sabit aralıklı pekiştirme tarifesine göre tepki

oranını daha çok artırmaktadır, ancak değişken oranlı pekiştirme tarifesinden daha az etkilidir.

Bu pekiştirme tarifesine örnek, öğretmenlerin bazen haftada bir, bazen iki haftada bir, bazen de

haftada iki defa sınav yapmaları olabilir. Sınav, zamanı belli aralıklarla olmadığından, öğrenci

her an sınava hazır olacaktır.(Senemoğlu,2001,sf 172)

Beyin Uyarılması ve Pekiştirme

James Olds adlı Amerikalı bir psikolog farelerin beyinleri üzerinde mikroelektrotlar ara-

cılığıyla yaptığı araştırmalarla tanınır. Araştırmacı 1950’lerin ortalarına doğru yaptığı araştırma-

larının birinde elektrodu, yanlışlıkla farenin hipotalamusunun yakınlarında bir bölgeye yerleştir-

miştir. Bu bölgeye hafif elektrik şoku verildiğinde, şokun uygulandığı ortalama farenin tekrar

tekrar döndüğü gözlenmiştir.(Cüceloğlu,1997,sf 161)

Fare Skinner kutusuna konup, manivelaya basarak kendi kendini elektrikle uyandırabile-

cek duruma konduğunda, dakikada yüz kere mahivelaya basarak, daha önce hiç görülmemiş ola-

ğan üstü bir uyarılma davranışını göstermiştir. Fareler saatte ortalama 2.000 kere manivelaya

basmışlar ve yorgunluktan hareket edemeyecek hale gelinceye kadar hiç kesintisiz 15 veya 20

saat kendi kendilerini uyarmaya devam etmişlerdir.(Cüceloğlu,1997,sf 161)

Hayvanlar bazı beyin bölgelerinin uyarılmasından hoşlanmamışlardır, bu bölgelerin uya-

rılması olumsuz pekiştirme işlevini yüklenmiştir. Beyinin bazı bölgelerinin uyarılması ya da uya-

rılmaması ise hayvanın davranışında hiçbir değişiklik yapmamış, başka bir ifadeyle, bu bölgele-

rin uyarılmasının hiçbir pekiştirici etkisi olmamıştır.(Cüceloğlu,1997,sf 161)

Öğretim Hizmetinde Pekiştirme

Öğrenme kurumcularının çoğu, öğrenme ya da performans üstünde pekiştirmenin önemli

bir etkisi olduğu görüşünde birleşmektedirler. Pekiştirme, davranışın tekrar edilme sıklığını artır-

ma işlemidir. Bu işlemde kullanılan uyarıcılara pekiştireç adı verilmektedir. Olumlu pekiştireç-

lerin öğrenciye verilmesi, olumsuz pekiştireçlerin de ortamdan çekilmesi davranışın yapılma ola-

sılığını arttırmaktadır.(Senemoğlu,2001,sf 455)

Pekiştirmenin öğrenme düzeyini yükseltebilmesi için, öğrencilere verilen pekiştirici uya-

rıcıların öğrencilerin iç koşullarına; yani gelişim özelliklerine, genel yetenek düzeyine, genel

sağlık düzeyine, genel sağlık durumuna , ön öğrenmelerine, duyuşsal özelliklerine , sosyo- kültü-

rel yaşam biçimine uygun, öğrenci için anlamlı olması ve geciktirilmeden, zamanında verilmesi

gerekir. Pekiştirmenin öğretme-öğrenme sürecinde etkili bir şekilde kullanılması, öğrencilerin

ortalama öğrenme düzeyini 1.2 standart sapma yükseltmektedir
HOŞGELDİNİZ...!!!
 
Tavsiye Edilen Bağlantılarımız
 
Dünyanın En Güncel Teknolojisi Sitesi WwW.DunyaninTeknolojisi.CoM

Kaç Kişi Sitede?
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol