RÜZGÂR ÇEŞİTLERİ 
1. Sürekli (Yıllık) Rüzgârlar 
a. Alize Rüzgârları: 30° Kuzey ve 30° Güney enlemlerindeki dinamik yüksek basınç alanlarından, Ekvator’daki termik alçak basınç alanına doğru esen rüzgârlardır. 
 
 		Özellikleri
    - Başlangıçta sıcak ve kurudurlar. Ancak, denizler          üzerinden geçerken nem kazanırlar.
 
    - Tropikal kuşaktaki karaların doğu kıyılarına bol          yağış bırakırlar. Bu nedenle Doğu rüzgârları da denir.
 
    - Sürekli olmaları ve yönlerinin belli olması nedeniyle, yelkenli gemiler döneminde bu rüzgârlardan faydanılmıştır. Bu nedenle bu rüzgârlara ticaret rüzgârları (trade winds) da denilmiştir.
 
    - Ekvatoral bölgede karşılaşan Alizeler, 3 - 4 km kadar yükselerek kutuplara doğru hareket ederler. Bunlara da ters alize (üst alize) adı verilir. Ters alizeler, dönenceler üzerinde alçalarak tropikal çöllerin oluşmasına neden olurlar.
 
    - Sıcak okyanus akıntılarının oluşumuna neden olurlar.
 
 
b. Batı Rüzgârları: 30° enlemlerindeki dinamik yüksek basınç alanlarından, 60° enlemlerindeki dinamik alçak basınç alanlarına doğru esen rüzgârlardır. 
 
 		Özellikleri
    - Başlangıçta sıcak ve kurudurlar. Ancak, denizler          üzerinden geçerken nem kazanırlar.
 
    - Orta kuşaktaki karaların batı kıyılarına bol yağış          bırakırlar.
 
    - 60° enlemleri civarında Kutup rüzgârları ile karşılaşarak          cephe yağışlarına yol açarlar.
 
 
c. Kutup Rüzgârları: Kutuplardaki termik yüksek basınçlardan, 60° enlemlerindeki dinamik alçak basınç alanlarına doğru esen rüzgârlardır. 
 
 		Özellikleri
    - Soğuk ve kuru oldukları için, etkili oldukları          alanlarda sıcaklığı azaltarak kar yağışlarına neden olurlar.
 
    - 60° enlemleri civarında Batı rüzgârları ile karşılaşarak          cephe yağışlarına yol açarlar.
 
    - Soğuk okyanus akıntılarının oluşumuna neden olurlar.
 
 
 		2. Devirli Rüzgârlar (Musonlar) 
a. Yaz Musonu: Yaz mevsiminde karalar denizlere        göre daha fazla ısınır. Bu nedenle buralarda alçak basınç alanları oluşur.        
Aynı mevsimde deniz ve okyanuslar daha serin oldukları için, yüksek basınç alanı durumundadırlar. Bunun sonucunda, deniz ve okyanuslardan kara içlerine doğru büyük bir hava akımı olur. Bu rüzgârlara yaz musonu       denir. 
Yaz musonları deniz ve okyanuslardan kaynaklandıkları için bol nem taşırlar. Bundan dolayı etkili oldukları yerlere bol yağış bırakırlar.  
 
b. Kış Musonu: Kış mevsiminde karalar, denizlere oranla daha fazla soğuyarak yüksek basınç alanı oluştururlar. Aynı mevsimde denizler ve okyanuslar üzerinde alçak basınç alanı vardır. Bunun sonucunda, karaların iç kesimlerinden deniz ve okyanuslara doğru büyük bir hava akımı olur. Bu rüzgârlara kış musonu denir. 
Kış musonları kara kaynaklı oldukları için soğuk ve kurudurlar. Bu nedenle başlangıçta yağış getirmezler. Ancak, denizler üzerinden geçtikten sonra bir karaya varırlarsa yamaç yağışlarına yol açarlar. 
 
3. Yerel Rüzgârlar  
a. Meltem Rüzgârları:              		 		                Gün boyunca oluşan sıcaklık ve basınç farkları sonucu        meydana gelirler.  
• Deniz ve Kara Meltemleri 
Gündüz, karalar daha çok ısınacağı için alçak basınç        alanı, denizler ise yüksek basınç alanıdır. 
Bunun sonucunda denizden karaya doğru rüzgâr eser.        Bu rüzgâra deniz meltemi denir. 
Gece ise, karalar daha fazla soğuyarak yüksek basınç alanı durumuna geçerler. Denizler daha sıcaktır ve basınç azdır. Bunun sonucunda da, karadan denize doğru rüzgâr eser. Bu rüzgâra kara meltemi denir. 
 
• Vadi ve Dağ Meltemleri 
Gündüz, dağ dorukları vadilerden daha erken ısınır ve alçak basınç oluşur. Vadiler ise, daha serindir ve yüksek basınç alanıdır. Bunun sonucunda, vadi tabanlarından dağ yamacına ve doruklarına doğru rüzgâr eser. Bu rüzgâra vadi meltemi denir. 
Geceleri ise, dağ yamaçlarında ve yüksek plâtolarda hızla soğuyan hava yüksek basınç alanı oluşturur. Alçak ovalar ve vadiler ise, nem oranının daha fazla olması nedeniyle sıcaktır ve alçak basınçlar görülür. Bunun sonucunda da, dağ yamaçlarından alçak ova ve vadilere doğru rüzgâr eser. Bu rüzgâra dağ meltemi denir. 
 
 		b. Sıcak Yerel Rüzgârlar 
• Föhn (Fön) 
Hava kütleleri dağ zirvesine doğru çıkarken, sıcaklığı yaklaşık her 100 m. de 0,5 °C azalır. Belli bir yükseltiden sonra bünyesindeki nemi yağış olarak bırakır. Dağın arka yamacına geçtiğinde kuru özelliktedir ve yamaca sürtünerek alçalır. Sürtünmenin etkisiyle sıcaklığı her 100 m. de 1°C artar. Dağ zirvelerinden aşağıya doğru sıcak ve kuru olarak esen bu rüzgârlara föhn rüzgârı denir. 
Föhn rüzgârı, İsviçre’de Alpler’in kuzey yamaçlarında görüldüğünden bu ismi almıştır. Föhn rüzgârı Türkiye’de, Toroslar ve Kuzey Anadolu Dağları’nın denize bakan yamaçlarında kışın ve ilkbaharda görülür. 
 
 		• Sirokko 
Kuzey Afrika’da, Büyük Sahra Çölü’nden sıcak ve kuru olarak Akdeniz’e doğru esen rüzgârdır. Fas, Tunus ve Cezayir’de etkisi belirgindir. Akdeniz’i geçerken nem kazanır. İspanya, Fransa ve İtalya’nın güney kıyılarına yağış bırakır. 
 
 		• Hamsin 
Sudan’dan gelen ve Mısır’dan Akdeniz’e doğru esen        rüzgârdır. Sıcak, kuru ve boğucu bir rüzgârdır. 
 
c. Soğuk Yerel Rüzgârlar 
• Bora 
Dalmaçya kıyılarında, Dinar Alpleri’nden Adriya Denizi’ne        doğru esen soğuk ve kuru rüzgârdır. Hızı fazladır. 
 
 		• Mistral 
Fransa’nın Rhone vadisini izleyerek Akdeniz’e doğru        esen soğuk ve kuru rüzgârdır. 
 
 		• Krivetz (Kriviç) 
Romanya’da, Aşağı Tuna Ovası’na doğru esen soğuk ve kuru rüzgârdır. Bükreş’te krivetz etkili olduğunda sıcaklık 10 - 15°C düşer. 
 
 		d. Tropikal Rüzgârlar 
Sıcak kuşakta, ani basınç farklarından kaynaklanan ve hızları saatte 100 - 150 km.ye kadar çıkabilen rüzgârlardır. Daha çok okyanuslar üzerinde oluşurlar. Belirli yollar izleyerek karaların üzerine de sokulurlar. Sarmal hava hareketleri halinde olduklarından, genellikle hortumlara sebep olurlar. Çevrelerine büyük zarar verirler. Tropikal rüzgârlara, Asya denizlerinde ve Avustralya’nın Büyük Okyanus kıyılarında Tayfun (Çince “Büyük rüzgar”        demektir), Meksika Körfezi kıyılarında Hurrican (Hariken), Afrika’nın        bazı kesimlerinde ve Latin Amerika kıyılarında da Tornado (Hortum)        adı verilir. 
 
 		C. NEM ve YAĞIŞLAR 
Atmosfer içerisindeki subuharına nem denir.        Nem higrometre adı verilen aletle ölçülür. Havanın nemi gram (gr) olarak        ifade edilmektedir. 
1. Mutlak Nem:                 1m3 hava        içerisinde bulunan subuharının gr olarak ağırlığına mutlak nem denir. Mutlak nem, sıcaklık ve buharlaşmanın fazla olduğu Ekvatoral bölgelerde çok, soğuk kutup bölgeleri ile yüksek dağlarda azdır. 
2. Maksimum Nem:                1m3       havanın belli sıcaklıkta taşıyabileceği en fazla nem        miktarına maksimum nem denir. Maksimum nem sıcaklığa bağlı olarak değişir. Sıcaklık arttıkça hava genişleyeceğinden taşıyabileceği nem miktarı artar. Sıcaklık azaldıkça hava daralır ve böylece taşıyabileceği nem miktarı azalır. Sıcaklıkla maksimum nem doğru orantılıdır. 
3. Bağıl Nem (Nisbi nem):                Mutlak nemin maksimum neme oranı havanın neme doyma oranını        verir. Bu orana bağıl nem denir. 
Yüzde (%) olarak ifade edilir. 
  
Bağıl nem ile sıcaklık ters orantılıdır. Sıcaklık düştükçe maksimum nem azalacağından, bağıl nem yükselir. Sıcaklık değerleri yükseldikçe, maksimum nem artacağından bağıl nem düşer.  
Bağıl nem çöl bölgelerinde ve kara içlerinde az, Ekvatoral        bölge gibi yağışlı bölgelerde ve deniz kıyılarında çoktur. 
 
 		YOĞUNLAŞMA 
Havadaki su buharının, tekrar sıvı ya da katı haldeki        suya dönüşmesine yoğunlaşma denir. 
Yoğunlaşmanın meydana gelmesi havanın nem bakımından doyma noktasını aşmasına bağlıdır. Havadaki bağıl nemin yüzde 100'e ulaştığı noktaya doyma noktası denir. Doyma noktası aşıldığı takdirde hava su buharının fazlasını taşıyamaz. Fazla olan su buharı sıvı ya da katı hale dönüşür. 
Yoğunlaşma sonucunda çok küçük su taneciklerinin biraraya        gelmesiyle bulutlar oluşur. Bulutlar oluştukları yükseklikler dikkate        alınarak üç gruba ayrılır. 
Yüksek bulutlar (Sirüs’ler): Saçak, tüy, ya da ince iplikler biçimindeki bulutlardır. Yüksek bulutlar genelde yağış getirmezler. Bunlar, bir siklonun yaklaştığının ve havanın bozacağının habercisidirler. 
Orta yükseklikteki bulutlar (Kümülüs’ler): Kümeler biçimindeki bulutlardır. Genelde alt kısımları düz ve siyah olur. Alt kısımlarının düz olmasının nedeni yoğunlaşmanın aynı seviyeden başlamasıdır. Siyah olmasının nedeni ise iri su taneciklerinden oluşmasıdır. Bu gruptaki bazı bulutlar yükseklere doğru büyür ve sağanak şeklinde şiddetli yağmurlar getirir. 
Alçak bulutlar (Stratüs’ler): Yer’in        üstünde, asılı gri bir tabaka gibi duran koyu renkli bulutlardır. Genelde        yağışlara yol açarlar. 
Belirli bir anda gökyüzünün bulutlarla kaplı kısmının        tüm gökyüzüne olan oranına bulutluluk denir. Bulutluluk oranı çeşitli        aynalardan oluşan ve nefometre adı verilen bir aletle ölçülür. Buna        göre, gökyüzünün oranı 10 kabul edilerek; 
• 0 – 2 oranı Açık havayı 
• 2 – 8 oranı Bulutlu havayı 
• 8 – 10 oranı Kapalı havayı ifade eder. 
Sis, ise yeryüzüne çok yakın oluşmuş ya da yeryüzüne çökmüş bulutlardır. Sıcak ve nemli bir havanın daha soğuk bir yerle teması sonucu sis oluşur. Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin karşılaşması da sislere yol açar.  
 
 		YAĞIŞ TÜRLERİ ve ETKİLERİ  
Atmosferdeki subuharının yoğunlaşarak sıvı ya da katı        biçimde yeryüzüne düşmesine yağış denir. Başlıca yağış türleri şunlardır: 
1. Çiy:          Havadaki subuharının soğuk zeminler üzerinde, su tanecikleri şeklinde yoğunlaşmasıyla oluşur. Özellikle bahar aylarında görülür. 
2. Kırağı:          Havadaki subuharının soğuk cisimler üzerinde, 0°C den düşük sıcaklıklarda kristaller şeklinde yoğunlaşmasıyla oluşur. Sonbahar aylarında ya da kış başlarında görülür. 
3. Kırç:          Havadaki subuharının çok soğumuş ağaç dalları, tel, saçak, vb. cisimler üzerinde yoğunlaşarak buz tabakası haline gelmesidir. Kırağıdan ayrılan yönü, kristallerin üst üste yığılarak buz tabakası haline gelmesidir. 
 		4. Yağmur: Bulutu oluşturan su taneciklerinin büyümesiyle oluşan su damlalarıdır. Yoğunlaşmanın devam etmesi ile ağırlığı artan su damlaları yağış şeklinde yere düşer. 
5. Kar:          Su buharının, yükseklerde 0°C nin altında yavaş yavaş yoğunlaşmasıyla oluşan buz kristalleri yere düşer. Bu tür yağışlara kar denir. 
6. Dolu:          Hava sıcaklığının birden bire ve büyük ölçüde azalması sonucu yağmur damlaları donarak buz parçacıkları halinde yere düşer. Bu yağışlara da dolu denir. 
 
 		YAĞIŞLARIN OLUŞMA BİÇİMLERİ 
             		(OLUŞUM NEDENLERİNE GÖRE YAĞIŞLAR) 
1. Yamaç Yağışları                  (Orografik Yağışlar) 
Nemli hava kütlelerinin, yatay yönde hareket ederken dağ yamaçlarına çarparak yükselmesi ve soğuması sonucu oluşan yağışlardır. 
Dünya’da en çok, Güneydoğu Asya’da, Orta kuşaktaki karaların batı kıyılarında ve sıcak kuşaktaki karaların doğu kıyılarında görülür. 
Türkiye’de ise, Toroslar’ın güneybatıya, Karadeniz Dağları ile Yıldız Dağları’nın kuzeye bakan yamaçlarında fazlaca görülür. 
 
2. Konveksiyonel Yağışlar              		       (Yükselim Yağışları) 
Güneşli ve rüzgârsız günlerde ısınan hava yükselerek soğur. Belli bir yükseltiden sonra nemin yoğunlaşması ile yağış meydana gelir. 
Dünya’da en çok, Ekvatoral bölgede rastlanır. Türkiye’de ise, İç Anadolu Bölgesi’nde İlkbahar’da görülen yağışlar konveksiyonel yağışlardır. Bu yağışlar halk arasında kırkikindi yağışları olarak bilinir. 
 
3. Cephe Yağışları                 (Frontal Yağışlar) 
Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin karşılaşma alanlarında        meydana gelen yağışlardır. 
Dünya’da en çok, Orta kuşakta ve 60° enlemleri civarında görülür. Türkiye’de, özellikle kış mevsiminde görülen yağışların çoğu cephesel kökenlidir. 
 
 		YAĞIŞLARIN YERYÜZÜNE DAĞILIŞI 
Genel hava dolaşımı, kara ve deniz dağılışı, yerşekilleri yükselti gibi nedenlerden dolayı yeryüzünün her tarafı aynı oranda yağış almaz. 
Dünya üzerinde;
    - En yağışlı bölgeler; Ekvatoral bölge, Muson          bölgeleri ve Orta kuşak karalarının batı kıyılarıdır.
 
    - En kurak bölgeler ise; Orta kuşak karalarının dağlarla çevrili iç kısımları, dönenceler civarı, çevresine göre, alçakta kalmış yerler ve kutup çevreleridir.
 
 
 		TÜRKİYE’DE İKLİM ELEMANLARI 
A. SICAKLIK 
1. Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı 
    - En düşük ortalama sıcaklıklar, Kuzeydoğu Anadolu’da          görülür.
 
    - En yüksek ortalama sıcaklıklar, Güneydoğu Anadolu          Bölgesi’nin güneyi ile Akdeniz kıyılarında görülür.
 
    - En düşük sıcaklık ile en yüksek sıcaklık arasındaki          fark 8°C den fazladır.
 
    - Sıcaklık genelde güneyden kuzeye gidildikçe azalmaktadır.
 
 
2. Temmuz Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı 
    - Temmuz ayında, bölgeler arasındaki sıcaklık farkı          Ocak ayına oranla daha azdır.
 
    - Temmuz ayında en düşük sıcaklık, Kuzeydoğu Anadolu,          Karadeniz kıyıları ve Marmara’nın kuzeyinde görülür.
 
    - Bu ayda en yüksek sıcaklıklar , Güneydoğu Anadolu          Bölgesi'nde görülür
 
 
3.Ocak Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı 
    - Ocak ayında, bölgeler arasındaki sıcaklık farkı,          Temmuz ayına oranla daha fazladır.
 
    - En düşük sıcaklıklar, Kuzeydoğu Anadolu’da görülür.
 
    - En yüksek sıcaklıklar Akdeniz kıyı kesiminde görülür.
 
 
 		B. BASINÇ ve RÜZGÂRLAR 
BASINÇ 
Türkiye’yi en çok etkileyen gezici basınç merkezleri        şunlardır: 
a. Sibirya  		YB Merkezi:                Sibirya üzerinde oluşur. Türkiye’yi kışın etkiler. Soğuk ve kar getirir. 60° enlemleri çevresinde oluşmasına rağmen, soğumadan dolayı termik kökenlidir. 
b. Asor  		YB Merkezi         :        Atlas Okyanusu üzerindeki Asor Adaları çevresinde, 30° DYB alanına bağlı olarak        oluşur. 
Kış mevsiminde Sibirya antisiklonu ile birleşerek Türkiye üzerinde etkili olduğunda İzlanda siklonu Türkiye’ye sokulamaz. Bunun sonucunda da ülkemizde kışlar soğuk, sert ve kar yağışlı geçer. 
c. Basra  		AB Merkezi:                Basra Körfezi çevresinin aşırı ısınmasıyla oluşur. Samyeli rüzgârları vasıtasıyla Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde etkili olur. Havadaki nemi kurutarak sıcaklık ve buharlaşmayı artırır. 30° Kuzey enlemi çevresinde oluşmasına rağmen, ısınmadan dolayı termik kökenlidir. Türkiye’de yaz mevsiminde etkilidir. 
d. İzlanda  		AB Merkezi:                İzlanda üzerinde oluşur. Türkiye’de kışın ve ilkbaharda etkili olur. Etkili olduğunda Türkiye’de kışlar ılık, kısa ve yağmurlu geçer. 60° enlemleri çevresinde oluştuğu için dinamik kökenlidir. 
 
 		RÜZGÂRLAR 
a. Soğuk Yerel Rüzgârlar 
Karayel:              		                  Balkanlar’daki yüksek basınç ve Basra Körfezi’ndeki alçak basınç sonucu oluşur. Kuzeybatıdan soğuk ve kuru olarak eser. Kış mevsiminde Marmara Bölgesi ile Batı Karadeniz’de sıcaklıkları azaltarak kar yağışına neden olur. 
Yıldız:          Kuzeyden        eser. Karadeniz üzerinden geldiği için soğuk ve nemlidir. Karadeniz Dağları’nda        yağış bırakır. 
Poyraz:          Marmara, Karadeniz ve İç bölgelerimize kuzeydoğudan esen soğuk, kuru bir rüzgardır. Doğu Avrupa’daki yüksek basıncın etkisi sonucunda oluşur. Kışın sıcaklıkları azaltarak kar yağışına neden olur. Yaz poyrazı ise serin ve kuru olarak eser. 
Ege Denizi’nde, yazın poyraz benzeri rüzgârlar tam kuzeyden eserler. Eski Yunanlılar bu rüzgarlara, ticaret rüzgârı anlamında Etesia demişlerdir. Bugün de, Dünya literatüründe Ege Denizi’nde yazın kuzeyden esen rüzgârlara etezyen (etesien) denilmektedir. 
b. Sıcak Yerel Rüzgârlar 
Lodos:                                   Kuzey Afrika’daki yüksek basınç ve Hazar Denizi’ndeki alçak basınç sonucu oluşur. Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde etkilidir. Akdeniz’den geldiği için nemli ve sıcaktır. İç kesimlere sokulurken yükseltinin etkisiyle soğuyarak yağışa neden olur. Kış mevsiminde etkili olduğu bölgelerde, sıcaklığı artırarak kar erimelerine neden olur. 
Kıble:          Güneyden eser. İç kesimlerimizde etkili olur. Akdeniz Bölgesi’nde nemli ve sıcak, iç kesimlerde ise, kuru ve sıcak olarak eser. 
Keşişleme (Samyeli): 30° enlemi çevresindeki dinamik yüksek basıncın etkisi sonucu oluşur. Suriye Çölü’nden Güneydoğu Anadolu’ya doğru eser. Sıcak ve kurudur. Bitkiler üzerinde kurutucu etkisi vardır. 
 
 		C. NEM ve YAĞIŞLAR
    - Türkiye’de yağış dağılışı haritası ile yerşekilleri haritası karşılaştırıldığında, aralarında yakın ilgi bulunduğu tespit edilmektedir.
 
    - Türkiye’de fazla yağış alan yerler (1000 mm. den fazla), Doğu ve Batı Karadeniz bölümleri ile bazı Batı ve Doğu Anadolu dağlarıdır. En fazla yağış alan yer Rize çevresidir. (2400 mm. den fazla)
 
    - Türkiye’de orta derecede yağış alan yerler (500 mm - 1000 mm arası), Akdeniz, Ege, Marmara, Orta Karadeniz, Doğu Anadolu ve İç Anadolu’nun kuzey kesimleridir.
 
    - Türkiye’de az yağış alan yerler (500 mm nin altında), İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve yer yer Doğu Anadolu’nun çukur yerleridir. En az yağış alan yer, Tuz Gölü çevresi ile Iğdır Ovası civarıdır. (250 mm nin altında)
 
 
 
 		YERYÜZÜNDEKİ BAŞLICA İKLİM        TİPLERİ ve TABİİ BİTKİ ÖRTÜSÜ  
A. SICAK İKLİMLER 
1. Ekvatoral İklim 
Ekvator çevresinde, 0° – 10° Kuzey ve Güney enlemleri        arasında görülür. Yıllık ortalama sıcaklık 25°C dolayındadır.  
Yıllık sıcaklık farkı 2 - 3°C yi geçmez. Yıllık yağış miktarı 2000 mm den fazladır. Her mevsim yağışlı olmakla birlikte, ekinoks tarihlerinde yağış maksimum düzeye erişir. Tabii bitki örtüsü oldukça gür ve geniş yapraklı ormanlardır. 
Ekvatoral iklim, Amazon ve Kongo havzalarının büyük bir kesiminde, Gine Körfezi kıyılarına yakın bölgelerde, Endonezya ve Malezya’nın büyük bir bölümünde etkili olmaktadır. 
 
 		2. Tropikal İklim (Subtropikal - Savan) 
10° - 20° Kuzey ve Güney enlemleri arasında ve 0° - 10° enlemlerinde 1000 m. den sonra görülür. Ekvatoral kuşak ile çöller arasında bir geçiş iklimidir. 
Yıllık ortalama sıcaklık 20 °C dolayındadır. Yıllık sıcaklık farkı 4 - 5 °C dir. Yıllık yağış miktarı 1000 - 2000 mm. arasındadır. Güneş ışınlarının dik geldiği yaz ayları yağışlı, kışlar kuraktır. Tabii bitki örtüsü yüksek boylu ve gür bitki toplulukları olan savanlardır. 
 
 		3. Muson İklimi 
Muson rüzgârlarının etki alanlarında görülür. Yıllık        ortalama sıcaklık 
15 - 20 °C dir. Yıllık sıcaklık farkı 10 °C civarındadır. 
Yıllık ortalama yağış 2000 mm. dolayındadır. Yıllık yağışların % 85'i yaz aylarında düşer. Kış mevsimi kurak geçmektedir. Tabii bitki örtüsü kışın yaprağını döken, yazın yeşillenen ormanlardır. Yağışların azaldığı yerlerde ise savanlar görülür. 
 
 		4. Çöl İklimi (Sıcak ve Kurak İklim) 
Dönenceler civarında, Asya ve Kuzey Amerika’da karaların iç kısımlarında ve Güney Amerika’da görülür. Bu iklim tipini, yağışların yok denecek kadar az olması belirler. Çöllerdeki nem yetersizliği, günlük sıcaklık farkının büyümesine zemin hazırlamıştır. Günlük sıcaklık farkının 50°C yi bulduğu zamanlar olmaktadır. Yıllık yağış miktarı 
100 mm nin altındadır. Yağışlar daha çok sağanak yağmurlar şeklindedir. Tabii bitki örtüsü bazı kurakçıl otlar ve kaktüs bitkileridir. 
Afrika’da B. Sahra, Ortadoğu’da Necef, Asya’da Gobi, Taklamakan, Avustralya’da Gobbon ve Gibson, Güney Afrika’da Kalahari ve Namib, Güney Amerika’da Patagonya, Atacama ve Peru yeryüzündeki başlıca çöl alanlarıdır. 
 
 		B. ILIMAN İKLİMLER 
1. Akdeniz İklimi 
Genel olarak, 30° - 40° enlemleri arasında görülür. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Yıllık ortalama sıcaklık 15 - 20°C dir. 
Yıllık sıcaklık farkı ise 18°C kadardır. Yıllık yağış miktarı 600 - 1000 mm arasında değişir. En fazla yağış kışın, en az yağış yazın görülür. Karakteristik bitki örtüsü, kızılçam ormanlarının tahrip edilmesiyle ortaya çıkan makilerdir.  
Makiler, sürekli yeşil kalabilen, kısa boylu, sert yapraklı, kuraklığa dayanabilen, çalımsı bodur bitkilerdir. Mersin, defne, kocayemiş, zeytin, süpürge çalısı, bodur, ardıç gibi bitkiler başlıca maki türleridir. Akdeniz ikliminde yağışın az çok yeterli olduğu orta yükseklikteki yamaçlarda iğne yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar (Kızılçam, sarıçam, karaçam ormanları gibi) yer alır. 
Akdeniz iklimi en belirgin olarak Akdeniz çevresinde görülmekle birlikte, Güney Portekiz, Afrika’nın güneyinde Kap Bölgesi, Avustralya’nın güneybatısı ve güneydoğusu, Orta Şili ve ABD’nin Kaliforniya eyaletinde de etkili olmaktadır. 
 
 		2. Okyanusal İklim 
Genel olarak, 30° - 60° enlemleri arasında, karaların batı kıyılarında görülür. Yazlar fazla sıcak, kışlar da fazla soğuk olmaz. Yıllık sıcaklık ortalaması 15°C dir. Yıllık sıcaklık farkı 10°C yi bulmaktadır. 
Yıllık yağış ortalaması 1500 mm. dir. En fazla yağış sonbaharda görülür. Tabii bitki örtüsü yayvan ve iğne yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlardır. Ormanların tahrip edildiği yerlerde çayırlar bulunur. 
Okyanusal iklim, Batı Avrupa, Kuzey Amerika’nın kuzeybatısı, Güney Şili, Avustralya’nın kuzeydoğusu ve Yeni Zelanda’da etkili olmaktadır. 
 
 		3. Karasal İklim 
Genel olarak, 30° - 65° enlemleri arasında, karaların deniz etkisinden uzak iç kısımlarında ve kıtaların doğu kıyılarında görülmektedir. Kışlar çok soğuk geçer ve uzun sürer. Yazlar ise sıcaktır. Yıllık sıcaklık ortalaması 0 - 10°C arasında değişir. Yıllık sıcaklık farkı 20 - 40°C dir. Yıllık yağış miktarı 500 - 600 mm dolayındadır. 
En fazla yağış yazın, en az yağış kışın düşer. Kış yağışları daha çok kar şeklindedir. Tabii bitki örtüsü iğne yapraklı ormanlardır. Yağışın azaldığı kesimlerde de bozkırlar (step) görülür. Sibirya ve Kanada da iğne yapraklı ormanlara tayga ormanları adı verilir. Taygalar, Dünya ormanlarının % 15'ini oluştururlar. 
Karasal iklim, Sibirya, Kanada ve Doğu Avrupa’da geniş        bir yayılış sahasına sahiptir. 
 
 		4. Step İklimi (Yarıkurak İklim) 
Step iklimi, bir geçiş iklimi özelliği gösterir. Step        iklimlerinde yıllık sıcaklık farkı 15 - 30°C dir. 
Yıllık yağış miktarı 300 - 500 mm. dir. Step iklimlerinde en fazla yağış ilkbaharda ve yazın düşmektedir. Tabii bitki örtüsü yağışlı mevsimde yeşeren, kurak mevsimde sararan step (bozkır) tir. 
İnsanlar tarafından ağaç kesilerek,            yakılarak ormanların ortadan kaldırılması sonucunda oluşan bozkırlara           antropojen bozkır denir. Bu tür bozkırlar, ormanların tahrip edilmesi sonucunda ortaya çıktığından yer yer orman ağacı topluluklarına rastlanır. 
 
 		C. SOĞUK İKLİMLER 
1. Tundra İklimi (Kutupaltı İklimi) 
Genel olarak, 65° - 80° Kuzey enlemleri arasında görülür. Sıcaklığın çok düşük olduğu bir iklim tipidir. Bu iklimde en sıcak ayın ortalaması dahi 10°C yi geçmez. Kışın değerler -30°C ile -40°C ye iner. Yıllık sıcaklık farkının 65°C yi bulduğu yerler vardır. Yağışlar ortalama 200 - 250 mm kadardır. En fazla yağış yaz aylarında görülür. Tabii bitki örtüsü çalı, yosun ve yazın yeşeren kurakçıl otlardan oluşan tundralardır. 
Tundra iklimi, Avrupa’nın kuzey kıyıları, Kuzey Sibirya, Kuzey Kanada, Grönland Adası kıyıları ve Orta kuşaktaki yüksek dağlarda etkili olmaktadır. 
 
 		2. Kutup İklimi 
Karlar ve buzullarla kaplı kutup bölgelerinde görülür. Sıcaklık ortalaması bütün yıl boyunca 0°C nin altındadır. Sıcaklık, çoğu zaman -40°C ye, hatta daha altına iner. Yıllık sıcaklık farkı 30°C dolaylarındadır. Yağışlar son derece az ve kar şeklindedir. Ortalama yağış 200 mm. civarındadır. Bu iklim tipinde bitki örtüsü yoktur. 
Kutup iklimi, Kuzey Kutbu çevresinde Grönland Adası’nın        iç kısımlarında ve Antarktika’da etkilidir. | 
														 
													 
												 
											 | 
										 
										
											  | 
										 
									 
								 |