AŞI VE SERUM
Bağışıklık: Vücudun herhangi bir hastalık etkenine karşı dayanıklılık kazanmasına bağışıklık denir.
1. Doğal Bağışıklık:
Canlıların doğuştan getirdikleri ve onlarımikroplara karşı koruyan,
canlının çeşitliözelliklerine ( yapısal, genetik ) bağlı olan bağışıklıktır.
2. Kazanılmış Bağışıklık: Canlıların hastalık etkeni ile karşı karşıya kalmasıyla ortaya çıkan ve oluştuğu canlıda etkili olan yada oluştuğu canlıdan bu hastalık etkenleri ile karşılaşmadan başka bir organizmaya aktarılabilen yani sonradan kazanılan bir bağışıklıktır.
¨Antijen: Kan ve lenf sıvısına girdiğinde, lenfositlerin antikor üreterek cevap verdiği yani savunmaya geçtiği her yabancı madde antijendir. Antijen, yerine göre yabancı bir kan proteini olabildiği gibi, bakteri zarı, virüs protein kılıfı olabilir.
¨Antikor: Vücuda giren, antijen dediğimiz yabancı maddelere karşı lenfositlerin ürettiği protein yapıda savunma molekülleridir. Organizma milyonlarca çeşit antijene karşı Antikor oluşturabilir.
¨Toksin:Organizmada çeşitli canlılık reaksiyonlarını engelleyen, başka bir deyişle zehir etkisi görülen çeşitli maddelere denir.
¨Antitoksin: Vücudun dışarıdan giren veya vücuttaki mikropların açığa çıkardığı toksinlere karşı lenfositlerin açığa çıkardığı protein yapıda moleküllere , panzehirlere Antitoksin denir.
Aktif Bağışıklık:
Hastalık etkeni ile karşı karşıya kalmış canlının kendi savunma gücüyle ortaya çıkan bağışıklıktır. Bu bağışıklık hastalık geçirerek veya aşı ile sağlanır. Aşı yapılan insan vücudunda Akyuvarlar tarafından antikor üretilir. Kan antikor bakımından zenginleşir. Böylece vücuda girecek mikroplar öldürülür.
Pasif bağışıklık: Hastalık etkeni ile karşı karşıya kalmış canlının vücudunda gelişen antikorların, korunması istenen canlıya geçmesiyle oluşan, etkisi kısa süren bir bağışıklıktır. Çünkü aktarılan antikorların yenisi yapılmadığı için birkaç hafta sonra parçalanır. Pasif bağışıklık sağlamada serumlar kullanılır. Antikorlar kanın serum kısmında bulunmaktadır.
Serum: belirli bir antijene karşı aktif bağışıklık kazandırılmış bir başka insan veya hayvan kanından elde edilen kanın sarı, sıvı kısmıdır.
Serum iki kısımda incelenir. Besleyici kısım : Protein, inorganik tuz, şekerdir. Koruyucu kısım: Antikor veya antitoksin
Pasif bağışıklığın bir diğer şekli ;Annede oluşan antikorların plasenta yolu ile çocuğa geçmesidir. Bu tip bağışıklık ortalama 4-6 aydan sonra hızla azalarak kaybolur. Bu bağışıklık çocuğu ilk aylarda enfeksiyonlara karşı korur
Gelişmiş ve karmaşık yapılı hayvanlarda bir çok vücut kısmının işleyişi iki büyük sistem tarafından düzenlenir. Birincisi sinirsel, ikincisi ise hormonal düzenlemedir. Sinir sistemi ve duyu organları, değişen çevreye birkaç milisaniye içerisinde tepki göstermek suretiyle hayvanın uyumunu sağlamasına karşın, endokrin bezler aracılığıyla gösterilen tepkiler çok daha yavaş olur. Bu süre dakikalar, saatler ve hatta haftalarla ölçülebilir. Fakat hormonlarla oluşan tepkiler, sinirsel tepkilerden çok daha uzun süre etkili olur. Bazen bu iki sistemin sınırlarının belirli olmadığı durumlar vardır. Örneğin sinirlerle taşınan maddelerin olduğu ve bunların hormonlardan pek farklı olmadığı bilinmektedir (simpatik sinirlerin noradrenalini, böbrek üstü bezinin adrenelini gibi). Keza hipotalamus gibi hem sinirsel hem de hormonal etki yapan sistemlerde vardır. Endokrin bez sistemlerinin salgılarına hormon denir. Hormonlar ya diffüzyonla ya da kan ile belirli organlara veye dokulara taşınarak oradaki işlevleri düzenlerler. Tüm metabolik işlevler, büyüme ve üreme gibi çok tipik olaylar endokrinal düzenlemenin etkisi altındadır. Glikozun, sodyumun, potasyumun, kalsiyumun, fosfatın ve suyun hem kanda hem hücre arası suda belirli derişimlerde tutulmasında da hormonların çok büyük önemi vardır. Hormonal düzenleme ve denetim bitkilerde, böceklerde, kabuklularda, halkalı solucanlarda, yumuşakçalarda, diğer bazı omurgasızlarda ve omurgalılarda saptanmıştır.
Bitkilerde denetim ve düzenleme işi sadece hormonal sistemle gerçekleştirilir. Hormonların hem bitkilere hem de hayvanlarda salgılanmaları optimal (en uygun) düzeyde olmalıdır. Fazla ya da az salgılanmaları her zaman bir anamoliye neden olur.
Geri Besleme Sistemi (Feed-Back Mekanizması)
İnsanlarda diğer endokrin bezlerin çalışmasını düzenlediği için temel bez olarak adlandırılan hipofizin hormon salgılamasını durdurması veya azaltması diğer bezlerin kontrolü altındadır. Şöyle ki; hipofiz salgıladığı tiroid uyarıcı hormon ile tiroit bezinin salgı yapmasını sağlar. Tiroit bezinin salgıladığı tiroksin hormonunun derişiminin kandaki miktarı belirli bir seviyeye ulaştığında bu hipofizin tiroit uyarıcı hormon salgısını azaltması yada kesmesi yönünde bir uyartı oluşturur. Hipofiz bezinin diğer bezlerle bu etkileşimine geri besleme sistemi denir.
İnsanda salgılanan hormonların isimlerini salgılandıkları yerleri ve etkilerini bir tablo aracılığı ile vermeye çalışalım.
HORMON
SALGILANDIĞI YER
FİZYOLOJİK ETKİLERİ
Tiroksin
Tiroit bezi
Bazal metabolizmayı artırır
Triiyodotironin
Tiroit bezi
Bazal metabolizmayı artırır.
Parathormon
Paratiroit bezi
Kalsiyum ve fosfor metabolizmasını düzenler
Kalsitonin
Tiroit’in C hücrelerinden
Kalsiyum ve fosforu düzenler (parathormonun antigonisti)
İnsülin
Pankreasın beta hücreleri
Kasta ve diğer hücrelerde glikoz kullanımını artırır, kan şekerini azaltır, glikojen depolanmasını ve glikoz metabolizmasını artırır.
Glukagon
Pankreasın alfa hücreleri
Karaciğer glikojenini kan glikozuna çeviren mekanizmayı uyarır.
Sekretin
Onikiparmak mukozası
Pankreas sıvısının salgılanmasını uyarır.
Kolessistokinin
Onikiparmak mukozası
Safra kesesinden safranın bırakılmasını uyarır.
Epinefrin (Adrenelin)
Adrenel medulla
Simpatik sistemi destekler, karaciğer ve kas glikojeninin yıkımını uyarır.
Norepinefrin (Noradrenalin)
Adrenel medulla
Kan damarlarını daraltır.
Kortizol
Adrenel korteks
Proteinlerin karbonhidratlara dönüşümünü uyarır
Aldosteron
Adrenel korteks
Sodyum ve potasyum metabolizmasını düzenler.
Dehidroepiandrosteron
Adrenel korteks
Androjen, erkek eşeysel özelliklerinin gelişimini uyarır.
Somatotropin (Büyüme hormonu
Ön hipofiz
Kemik ve genel vücut büyümesini denetler, yağ protein ve karbonhidrat metabolizmasına etki eder.
Tirotropin (Tiroit uyarırıcı hormon = TUH = TSH)
Ön hipofiz
Tiroidin büyümesini ve tiroit hormonlarının salgılanmasını uyarır.
Adrenokortikotropin (ACTH)
Ön hipofiz
Adrenel korteksin büyümesini ve kortikal hormonun salgılanmasını uyarır.
Luteinize edici hormon (LH)
Ön hipofiz
Yumurtalıktan östrojen ve progesteronun, testislerden testestronun üretimini ve salgılanmasını denetler.
Folikül uyarıcı hormon (= FSH = FUH)
Ön hipofiz
Yumurtalıktaki graf foliküllerinin oluşumunu ve testislerde seminifer tüplerin büyümesini sağlar.
Prolaktin (=Luteotropik hormon =LTH)
Ön hipofiz
Yumurtalıktan östrojenin ve progesteronun salgılanmasının sürdürülmesine, süt bezlerinin uyarılmasına ve analık içgüdüsünün oluşmasına neden olur.
Oksitosin
Hipotalamus (arka hipofiz aracılığı ile)
Süt salgılanmasını ve rahim kaslarının uyarılmasını sağlar.
Vazopressin
Hipotalamus (arka hipofiz aracılığı ile)
Düz kasların kasılmasını uyarır, böbrek tüpleri üzerinde antidiüretik etki gösterir.
Melanosit uyarıcı hormon (= MUH =MSH)
Hipofizin ön lobu
Kromotofor içindeki pigmentlerin dağılımını sağlar.
Testesteron
Testisin intersitiyal hücreleri
Androjen, erkeklik özelliklerinin gelişmesini uyarır ve devamını sağlar
Östradiyol
Yumurtalığın folikülünü astarlayan hücreler
Östrojen, dişi özelliklerinin gelişmesini uyarır ve devamını sağlar.
Progesteron
Yumurtalığın korpus luteumu
Östraus ve menstrual siklusların düzenlenmesini (östradiyal ile birlikte) sağlar.
Prostaglandinler
Seminal vezikül
Rahim kasılmasını uyarır.
Koriyonik gonadotropin
Plasenta
Diğer hormonlarla beraber gebeliğin sürdürülmesini (korpus luteumun korunmasını) sağlar.
Plasental laktojen
Plasenta
Büyüme ve prolaktin hormonu gibi etki eder.
Relaksin
Yumurtalık ve plasenta
Pelvik ligamentinin gevşemesini sağlar
Melatonin
Epifiz
Yumurtalık işlevlerini durdurur.
BİTKİ HORMONLARI
Bitkilerde denetim ve düzenleme sadece endokrin sistem ile gerçekleştirir. Bitki hormonları beş ana grupta toplanır. Bunların isimleri ve bitkiye etkileri aşağıdaki gibidir.
Oksinler: Bitkilerde büyümeyi, gelişmeyi, tomurcuk vermeyi, çiçek açmayı, meyve ve sebze oluşumunu, yaprak dökülmesini sağlayan hormon grubudur. Bitkilerin özellikle dallarının uç kısımlarında sentezlendiği için dalların ışığa yönelmesi oksinlerle sağlanır. Işık oksinlerin düzensiz dağılmasına neden olur.
Sitokininler: Bazı bitkilerin tohumlarının çimlenmesini, tomurcuklarının olgunlaşmasını ve yaprakların geç dökülmesini sağlar. Hücrenin bölünme hızını artırır, bitkide yaşlanmayı geciktirir.
Giberellinler: Gövde, meyve ve sebzelerin büyümesini çiçek açma zamanını düzenler. Daha önemli işlevi ise uygun ortamda tohumun çimlenmesini başlatmasıdır.
Absisik asit: Olgunlaşan meyve ve sebzelerin kolayca kopmasını ve yaprak dökülmesini sağlar. Ayrıca uygun olmayan ortamlarda tohumun çimlenmesini engeller. Genellikle etilenle birlikte etkinlik gösterir.
Etilen: Meyve olgunlaşmasına, yaprak dökülmesine ve çiçeklerin solmasına neden olur. Kök büyümesinde ve köklerin yere doğru yönelmesinde etkilidir.
SİNİR SİSTEMİ
·Sinir sistemi; canlının dış çevreye uyumunu sağlayan iç çevrenin dengede tutulmasından sorumlu, uyarılara verilen tepkileri düzene koyan bir sistemdir.
·Sinir siteminin en küçük yapı ve görev birimi nörondur.
Nöronun (Sinir Hücresinin) Yapısı :
·a) Dentrit b) Hücre gövdesi(asıl hücre kısmı) c) Akson
·Kısa uzantılara dentrit, uzun uzantılara akson denir.Hücre kısmında gövdede sitoplazma ve çekirdek bulunur.Sitoplazma da ince iplikçikler(nörofibriller) bulunur.Bunlar iletimde etkilidir.
·Aksonların bir araya gelmesiyle sinir kordonu meydana gelir.
·Aksonların dışı miyelin kılıf ile örtülüdür.Miyelin kılıf schwan hücrelerinden meydana gelmiş olup iki hücre arasında ranvier boğumu bulunur.Ranvier boğumda miyelin kılıf yoktur.
·Miyelinli kılıf uyartıların hızlı taşınmasını sağlar.
·Ranvier boğumda uyartılar sıçrayarak geçer.
·Uyarıların miyelinli nöronlarda taşınma hızı 120 m/sn iken miyelinsizlerde taşınma hızı 12m/sn dir.
·Bir sinir hücresi dinlenme halinde iken iç kısmı negatif dış kısmı pozitif yüke sahiptir.Buna kutuplaşmış (polarize olmuş) sinir hücresi denir.
·Kutuplaşmanın sebebi hücre içi ve dışındaki iyonların yoğunluğudur.Na+ iyonu nöronun dış kısmında, K+ iyonu iç kısımda yoğundur.Bu yoğunluk, sodyum potasyum pompası ile sağlanır.Bu işlem aktif taşıma ile gerçekleşir.
·Hücre dışına pompalanan pozitif iyonlar hücre içine alınanlardan fazla olduğundan dış kısım pozitif, iç kısım negatiftir.
·Nöronların görevi, uyarıları almak ve taşımaktır.
·Nöronlarda dengesizliğe ve tepkiye yol açan iç ve dış çevre değişikliklerine uyarı(etki) denir.Nöron bir uyaranla uyarıldığında hücre gövdesi ve aksonlarda meydana gelen değişikliklere uyartı(impuls) denir.
Uyarıların Alınması ve Taşınması
·Uyarıların alınabilmesi için uyarı eşik değerde veya üzerinde olması gerekir.Eşik değerin altındaki uyarılar nöronlar tarafından alınmaz ve tepki oluşturulmaz. Bir sinir hücresinin uyarıları alabilmesi için gerekli uyarı şiddetine eşik şiddeti denir.
·Uyarılar dentrit ile alınıp akson boyunca taşınır ve akson ucuna iletilir.
·Uyartılar taşınırken; sodyum potasyum pompası çalışır(Na+ içeri girer, K+ dışarı çıkar). Kutuplaşma bozulur(Depolarize=iç kısım pozitif, dış kısım negatif olur).ATP harcanır.
·Bu olayların gerçekleşmesi ile uyartı elektriksel ve kimyasal olarak taşınır.
·Bir nöron bir uyartıyı taşırken ikinci uyarıyı alamaz.
·Nörondaki impuls taşınım hızı sabittir.
·İmpuls sinir telinin bir bölgesinden geçtikten sonra o bölge hemen eski durumuna döner. Buna repolarizasyon denir.
·İmpulsun iletimi için gerekli enerji sinir hücrelerinin kendisinden sağlanır. Bu sırada O2, glikoz tüketimi, CO2 üretimi, sıcaklık artar. Bu nedenle sinirsel iletimde hem kimyasal hem de elektriksel olaylar rol oynar.
·Bir nöronun akson ucu ile diğer nöronun dentritinin karşılaştığı yere sinaps denir.
·İmpuls depolarizasyon dalgası şeklinde sinir hücresi boyunca ilerler. Aksonlara gelince diğer hücreye geçme, elektriksel olarak sağlanamaz, kimyasal olarak devam eder. Uyartıların sinapslardan diğer bir nörona taşınmasını sinirlerin akson uçlarında bulunan sinaptik keselerden salgılanan nörotransmitter maddeler sağlar.
·Bu maddeler Asetilkolin, Histamin, Dopamin, Serotonin, Nöradrenalin ve Glumatotdur. Uyartı aksonun ucuna erişince bu maddeler impulsu diğer nöronun dentritine taşırlar. Uyartıların sinapslardan geçişi nöronda taşınma hızından yavaştır.
·Uyartıların ilk değerlendirilme ve kontrollerinin yapıldığı yerler sinapslardır. Uyartılar sinapsta nörotransmitter maddeler ile seçime uğrar. Buna seçici direnç denir. Bu sayede gerekli olan sinirler uyarılır. Böylece vücudun diğer kısımları gereksiz uyarımdan korunur.
·Sinapstaki bir impulsun diğerini etkisiz hale getirmesine engelleme, diğerinin geçişini hızlandırmasına kolaylaştırma denir.
·Yapısına göre (hücre gövdesinden çıkan uzantılara göre) sinir hücreleri 3 çeşittir.
oBir uzantısı varsa bir kutuplu nöronlar
oİki uzantısı varsa iki kutuplu nöronlar
oÇok uzantısı varsa çok kutuplu nöronlar
·Görevlerine göre sinir hücreleri 3 çeşittir.
a)Duyu Nöronu
Uyarıları duyu organlarından merkeze götürür.
b)Motor Nöron
Merkezden aldığı emirleri (cevapları) kas ve salgı bezlerine götüren ve onların faaliyete geçmesini sağlayan nörondur.
c)Ara Nöron
Uyarıların değerlendirildiği ve cevapların oluşturulduğu nöronlardır. Duyu ve motor nöronları arasında bağlantı kurarlar. Merkezde bulunurlar.
·Uyarının eşik değerinin üzerinde olması uyartının nöronlardaki akış hızının ve etkisini değiştirmez.
·Tepki şiddetini etkileyen faktörler
Uyartının şiddeti
Uyartının süresi (birim zamanda nörondan geçen impuls sayısı)
Uyartıyı taşıyan nöron sayısı ve dizilişi
Sinaps sayısı
CANLILARDA SİNİR SİSTEMİ
·Tek hücrelilerde belli bir sinir sistemi yoktur. Uyarıyı alma ve cevap verme olayı hücre sitoplazması tarafından sağlanır.
·Süngerlerde sinir sistemi yoktur. Fakat uyartılar kimyasal maddelerle iletilir.
·Hydra da özelleşmiş sinir hücreleri görülür. Sinir hücreleri birbiriyle bağlantılı olarak tüm vücudu sarar.
·Planarya da ip merdiveni şeklinde sinir sistemi vardır.
·Böceklerde ve halkalı solucanlarda ip merdiveni sinir siteminin gelişmiş hali görülür. Baş kısmında beyin görevi gören sinir hücrelerinden oluşan kümeye ganglion denir. Bu ganglionlar kendi başına hareket edebilirler.
Örnek : Başı kesilmiş bir arının insanı sokması
·Tüm omurgalılarda merkezi sinir sistemi görülür.
İNSANDA SİNİR SİSTEMİ
A)Merkezi Sinir Sistemi
·Merkezi nöronlardan oluşur. Çevresel sinir sistemiyle getirilen bilgilerin değerlendirildiği ve uygun cevapların hazırlandığı yerdir. Uyarılar çift yönlü olabilir.2 kısımdır.
İ)Beyin
·Kafatası içerisindedir.
·Balık ve kurbağalarda düz ve tek, diğerlerinde çift ve kıvrımlıdır. 3 kat zarla çevrilidir.
Sert zar; kafatası kemiklerine yapışmış olan kalın bir zardır.
Örümceksi zar; sert zar ile ince zar arasında yer alır. İnce zar ile örümceksi zar arasında beyin omurilik sıvısı (BOS) bulunur. Bu sıvı beyni şiddetli sarsıntı ve çarpmalara karşı korur.
İnce zar; beyine yapışıktır ve kan damarları bulunur.
·Beynin dışında boz(dentrit), içinde de ak(akson) madde bulunur.
·Beyin 3 kısımdır.
1)Ön Beyin
·İki kısımdır.
a)Uç Beyin (= Beyin kabuğu = Telensefelon)
·İstemli hareketleri yaptırır.
·Düşünme, hafıza ve zeka merkezidir.
·Beş duyu merkezi bulunur.
·Bütün uyarılar en son buraya gelir.
·Boz madde (kabuk kısmı) ak madde içine çeşitli girinti ve çıkıntılar yaparak kabuk kısmının yüzeyini genişletir. Boz maddenin yapmış olduğu girintilerden en büyükleri rolando ve silvius yarıklarıdır. Rolando yarıyı ön beyni ikiye ayırarak beyin yarımkürelerini oluşturur. Silvius yarığı ise ön beyni loblara ayırır. Rolando yarığı ile ikiye ayrılan beyin yarımküreleri üst taraftan nasırlı cisim ve motor, altta ise beyin üçgeni ve duyu nöronlarının merkezi bulunur.
b) Ara Beyin
·İki kısımdır.
b-1) Talamus
·Kavşaktır. Bütün sinirlerin sinapsları bulunur. Gelen uyarılar beyin kabuğundaki merkezlere iletilir.
b-2) Hipotalamus
·Sinir sitemi ile hormonlar arasındaki bağlantıyı sağlar. Su tuz dengesinin ayarlanmasını, sıcaklığın kontrolünü, karbonhidrat, yağ metabolizmasını, iştahı, açlığı, susuzluğu, kan basıncını, uykuyu, eşeysel gelişmeyi düzenler. Kısaca homeostasi merkezidir. ADH ve oksitosin hormonu üretir. RF ile hipofiz bezini hormon salgılaması için uyarır.
2.Orta Beyin
·İşitme ve görme reflekslerini kontrol eder. Göz bebeği açıklığını ve kas tonusunu ayarlar. Tonus, dinlenme halinde bile kasların biraz kasılı durmasını sağlar. Görme ve işitme merkezleri optik lopta bulunur.
3.Arka Beyin
·İki kısımdır.
a) Beyincik
·Denge merkezidir. Kulaktaki yarım daire kanalları ile birlikte çalışır. Kasların düzenli çalışmasını sağlar. Balık, kurbağa ve sürüngenlerde düz ve tek kuş ve memelilerde çift ve kıvrımlıdır.
b) Omurilik soğanı
·İsteğimiz dışında çalışan kalp, akciğer, mide vs...organların çalışmasını düzenler. Beyinle omurilik arasında kalan bölümdür. Beyin ile omurilik arasında köprü görevi görerek mesajların taşınmasında görevlidir. Dışında ak madde, içinde boz madde vardır.sinirlerin bazıları buradan çapraz geçer. (Soldan gelenler sağa, sağdan gelenler sola geçerler). Omurilik soğanı çarpma ve zedelenmelerde ölüme sebep olur. (Hayat düğümü)
II) Omurilik
·Beyinden başlayıp omurga boyunca uzanan sinir demetidir. Nöronlardan başka, sinir dokusunun destek hücreleri olan nöroglia hücreleri de bulunur.
·Dış kısmı ak maddeden iç kısmı boz maddeden yapılmıştır. (Beyindekinin tersi)
·Beyne giden ve beyinden gelen uyarılara geçiş sağlar.
·Refleks kontrol merkezidir. Refleks, dıştan gelen bazı uyarılara karşı organizmanın oluşturduğu ilk ve en kısa istemsiz tepkidir. Refleksi oluşturan sisteme refleks yayı denir.
·Refleks yayı : Duyu nöronu – ara nöron – motor nöron – tepki organı
·Refleks: alınan uyarılar duyu nöronları ile omuriliğin arka köküne (dorsal kök=dorsal boynuz) getirilir. Ara nöronda cevap oluşturulur. Oluşturulan bu cevap ön kökte (ventral kök = ventral boynuz) bulunan motor nöronları ile efektöre iletilir. Daha sonra beyin bu işten haberdar edilir.
·İki çeşit refleks vardır.
a) Doğuştan(kalıtsal) refleks : çoğu böyledir. Örneğin, aksırma, hapşırma, diz kapağına vurmayla oluşan refleksler, göz kapağının kısılması, yeni doğmuş bebeğin emme refleksi gibi...
b) Sonradan kazanılan refleksler(Şartlı refleksler) : bir uyarının tekrarlanmasıyla kazandırılan reflekslerdir. Örneğin Pavlov’ un köpekleri...
·Duyu organlarından beyne ve beyinden kaslara giden bütün sinirler omurilikten çapraz geçerler. Bu sebeple beynin sağ tarafı vücudun sol bölümünü, sol tarafı da vücudun sağ bölümünü yönetir.
B)Çevresel Sinir Sistemi
·Beyin ve omurilik dışında yer alan sinirler oluşturur.
·Bu sistem beyin ve omuriliği diğer organlara bağlayan sinirlerden oluşur. Sinirler ve gangliyonlardan meydana gelmiştir.
·İki kısımdır.
I) Somatik Sinir Sistemi
·Duyu ve motor nöronlardan oluşur.
·Uç beyin ve beyincik kontrolündedir.
·İstemli hareketleri yaptırır.
·Duyu nöronları, iç ve dış çevreden gelen uyartıları beyin ve omuriliğe getirirler.
·Motor nöronları, beyin ve omurilikte oluşan değerlendirilmiş bilgilerin kas ve bezlere taşınmasını sağlarlar.
II)Otonom Sinir Sistemi
·Motor nöronlarından oluşur.
·Orta beyin, omurilik soğanı ve omurilik tarafından kontrol edilir.
·İsteğimiz dışındaki olayları yaptırır.
·İç organlara iki çeşit sinir gider.. bunlar birbirlerine zıt çalışırlar.
1. Sempatik sinirler
·Organizma zor durumda kaldığı zaman etkilidir.
·Genellikle hızlandırıcıdır fakat sindirimi yavaşlatır.
·Sempatik sinirlerin çalışmasıyla kan basıncı ve kandaki glikoz miktarı artar, kıllar dikleşir, kan damarları daralır, terleme artar, kalp atışları hızlanır, göz bebekleri büyür.
·Kızma, hiddet, heyecan gibi durumlar sempatik sinirlerin aşırı çalışmasıyla ortaya çıkar
2. Parasempatik sinirler
·Beynin 3., 7. ve 10. sinirlerinden ve omuriliğin son kısmından çıkarlar.
·Sempatik sinirlerin aksi yönde etki gösterirler.
·Genellikle yavaşlatırlar fakat sindirimi hızlandırırlar.