AHLAK GELİŞİMİ KURAMLARI
Toplumun kendinden beklenen fonksiyonları yerine getirebilmesi için, onu oluşturan insanları bazı kuralları içselleştirmesi gerekmektedir. Bu kurallardan bazıları, bireyin başkalarıyla nasıl iletişim kuracağı; başkalarını incitmekten nasıl kaçınacağını, genellikle başkalarıyla nasıl iyi geçineceğini, diğer bir deyişle, çevresine nasıl etkin bir uyum sağlayacağı ile ilgilidir. Etkin bir uyum ifadesi, toplumca belirlenen bazı kuralların içselleştirilmesiyle birlikte, geçerliliğini yitirmiş kuralların atılması, gerekli olanların yeniden geliştirilmesine katkıyı da kapsamaktadır. Ahlak gelişimi toplumun tüm değerlerine kayıtsız şartsız edilgin bir uyma değil, topluma etkin bir uyumu sağlamak için değerler sistemi oluşturma sürecidir.
Eğer çevrenizdeki çocukları izlediyseniz, kurallara uyma konusunda çok katı davrandıklarını görmüşsünüzdür. Onlar için bir şey ya doğrudur ya da yanlış. İkisinin ortası yoktur. Eğer bir suç işlenmişse cezası çekilmelidir.
İlköğretim ya da lise yıllarınızda, insanların kuralları kendi amaçları için değiştirdiklerinde; bazıları için kuralları uygulayıp bazıları için uygulamadıklarında hayal kırıklığına uğradığınız durumları hatırlayabilirsiniz.
Daha sonraları kanunlar hakkındaki görüşleriniz, onların nasıl oluşturulup, uygulandığını öğrendiğinizde değişebilir. İnsanlar bir yıldan diğerine değişebilen yapılmış kanunlarla karşılaşır, tartışır, oy verir.
Sonuç olarak, bireyin ahlak gelişimi belli aşamalar izler. Bu aşamalar bireyin bilişsel gelişiminden bağımsız değil, ona paraleldir. Bu bölümsel Piaget, Kohlberg ve Gilliganın ahlak gelişimine ilşkin görüşleri açıklanmıştır.
PIAGETNİN AHLAK GELİŞİMİ KURAMI
Çocukların bilişsel ve kişilik gelişimleri yetişkinlerden farklılık gösterdiği gibi ahlaki düşünme gücü de farklıdır. Piaget, çocukların ahlak gelişimlerini anlama da, kuralları nasıl yorumladıklarını öğrenmenin önemli olduğunu düşünmüştür. Çocukların ahlak gelişim özelliklerini onların oyunlarını gözleyerek açıklamaya çalışmıştır. Piaget, çocuğun bilişsel gelişimi ile ahlaki yargıları arasında ilişki olduğuna ınanmaktadır.
Piaget’ye göre altı yaşın altında, çocukların kuralları yoktur. İki yaş civarındaki çocukların, kural olmaksızın sadece oynadıklarını gözlemiştir. İki-altı yaş arasındaki çocuklar ise, kuralların farkındadırlar. Ancak, kuralların ne amaçla konduğunu ya da onları neden izlemek gerektiğini anlayamazlar.
Piaget, 6-10 yaş arasındaki çocukların kuralları izlemede sık sık tutarsızlık göstermekle birlikte, kuralları kabul ettiklerini belirlemiştir. Bu yaş çocukları, kuralların yüksek bir otorite tarafından konulduğunu ve değiştirilemez olduğunu düşünürler. Oyun kurallarının, grubun kararına göre değiştirilebileceğini anlayamazlar.
Çocuklar 10-12 yaşa kadar kuralları bilinçli olarak kullanamaz ve izleyemezler.10-12 yaşlarda, artık çocuklar, oyunu aynı kurallarla oynayabilir; kuralların oyuna yön vermek ve oyuncular arasındaki anlaşmazlıkları en aza indirmek için konulduğunu anlayabilirler. Aynı zamanda, kuralların herkesin üstünde anlaştığı basit şeyler olduğunu; bireylerin anlaşarak kuralları değiştirebileceklerini kavrayabilirler.
Piaget’ye göre okulöncesi dönemde, çocuklarda kural kavramı olmadığından, bu dönemde ahlak söz konusu değildir. Bu nedenle ahlak gelişimi, çocuğun işlem öncesi dönemden, somut işlemler dönemine geçtiği 6 yaşa kadar başlamaz.
Piaget, ahlak gelişimini iki dönemde incelemektedir. Bunlar; 1- Dışsal kurallara bağlılık dönemi ve 2- Ahlaki özerklik dönemleridir
1. DIŞSAL KURALLARA BAĞLILIK DÖNEMİ
Bu dönem, 6-12 yaş arasını kapsamaktadır. Çocuk kuralların değişmezliğine inanmaktadır, kurallara uymayanların otomatik olarak cezalandırılması gerektiğini düşünür. Kayıtsız şartsız otoriteye uyma söz konusudur. Bu dönemde çocuğa ebeveyni ve diğer yetişkinler tarafından ne yapması ve ne yapmaması gerektiği söylenir. Kurallara uymamasının doğal sonucunun cezalandırılmak olduğuna inanır. Yargı, sadece sınırlı olan gerçeklere dayalıdır ve kural ihlalinde ceza, otomatik olarak verilmelidir. Davranışın gerisindeki nedenler dikkate alınmaz. Böyle bir mantık çocukların, kuralların kesin ve değişmez olduğunu inanmalarına neden olur.
2. AHLAKİ ÖZERKLİK DÖNEMİ
Bu dönemde, çocuğun sosyal dünyası giderek artan akran guruplarıyla genişlemiştir. Çocuğun sürekli diğer çocuklarla etkileşimde bulunması ve işbirliği yapması, kurallar hakkındaki fikirlerin değişmesine zemin oluşturur ve ahlak ilkeleri değişmeye başlar. Kuralların insanlar tarafından oluşturulduğu ve gerektiğinde değiştirilebileceği bilincine ulaşır. Ceza, artık kuralların ihlal edilmesiyle otomatik olarak uygulanması gereken bir durum değildir. Kuralların ihlal edilme nedenleri de önemlidir. Diğer bir deyişle, yargıda bulunurken kuralları ihlal edenlerin niyetleri ve içinde bulundukları durumlarda dikkate alınır
KOHLBERG’İN AHLAK GELİŞİMİ KURAMI
Kohlberg’in ahlak gelişimi kuramı, Piaget’nin kuramının yeniden incelenmesi ve anlamlandırılmasıdır. Kohlberg de Piaget gibi çocuk ve yetişkinlerin, belirli durumlarda davranışlarını yöneten kuralları nasıl yorumladıklarını incelemiştir.
Ancak Kolberg, araştırmasını, çocukları oyunda gözleyerek değil, çocuklara ahlaki ikilemleri kapsayan belirli durumlarvererek onlara bu durumlarda nasıl tepkide bulunacaklarını sorarak yürütmüştür
Aşağıda Kohlberg’in kullandığı problem durumlarından iki örnek verilmiştir
ÖRNEK DURUM 1
Joe’nun babası, Joe 50 dolar kazandığı taktirde onu kampa götüreceğine söz vermiştir. Ancak daha sonra fikrini değiştirmiş, Joe’dan kazandığı parayı kendisine vermesini istemiştir. Joe da yalan söyleyerek 10 dolar kazandığını söylemiş; 40 doları kampta kullanmak üzere kendisine ayırmıştır. Joe kampa gitmeden önce, küçük kardeşi Alex’e babasına yalan söylediğini ve kazandığı para miktarını söylemiştir. Alex bu durumu babasına söylemeli mıdır?
ÖRNEK DURUM ıı
Avrupa’da bir kadın, hasta ve ölmek üzeredir.Son zamanlarda hayatını kurtarabilecek bir ilaç, aynı kasabada oturan bir eczacı tarafından bulunmuştur. Eczacı, ilaç için 2000 dolar istemektedir. Bu fiyat, ilacın maliyetinin 10 katıdır. Hasta kadının kocası Heinz borç para alabileceği her yere gider. Fakat topladığı paralar, ilaç fiyatiın yarısı kadardır. Heinz, eczacıya karısının ölmek üzere olduğunu söyleyerek ya ilacı biraz ucuza satmasını ya da daha sonra ödemesine izin vermesini ister. Ancak eczacı bunu kabul etmez. Hainz çaresiz bir durumdadır. Eczanenin camını kırarak karısı için ilacı çalar. Bu durumda hasta kadının kocası ne yapmalıydı? Niçin? (Kohlberg, 1963, s. 379 ).
Kohlberg, yukardaki durumlar ve benzerleri için aldığı cevapları sınıflayarak, insanların altı yargı aşaması geçirdiklerini belirtmektedir. Bu altı aşama ise, üç düzey içinde yer almaktadır. Bu düzeyler:
• Gelenek öncesi düzey
• Geleneksel düzey
• Gelenek sonrası düzey
Bu üç düzey, çocuk ya da yetişkinin “doğru” ya da “ahlaki davranış” olarak neyi algıladığına ve bunu nasıl belirlediğine göre sıralanmıştır. Diğer dönem kuramlarında olduğu gibi, her bir düzey kendinden öncekine dayanmakta, kendinden sonraki döneme temel oluşturmaktadır. Ancak aynı kişi, bazı zaman ve durumlarda bir aşamada davranış gösterirken, bir başka zaman ve durumda da başka bir aşamada davranış gösterebilmektedir. Bu düzeyler ve düzeylerin içinde yer alan aşamalar aşağıda kısaca açıklanmıştır.
• GELENEK ÖNCESİ DÜZEY
Bu düzey Piaget’nin “dışsal kurallara bağlılık” döneminin özelliklerini kapsar. Kurallar başkaları tarafından konur. Bu düzeydeki çocuk, kültür içinde kabul edilen iyi ve kötü ölçütlerine göre davranır. Ahlak gelişiminde yer alan altı aşamadan ilk ikisi, gelenek öncesi düzey içinde yer alır.
Aşama 1: Ceza ve itaat eğilimi
Bu düzeydeki çocuklar sadece otoriteye uyar ve cezalandırılmaktan kaçınırlar. Genel olarak olayların dış görünüşüne ve meydana gelen zararın büyüklüğüne bakarak karar verirler. Olayın gerisindeki neden önemli değildir. Etkinliğin fiziksel sonuçları, etkinliğin iyi ya da kötü olduğunu belirler. Örneğin bir çocuk, annesine yardım ederkenon tane tabağı kazara düşürüp kırmıştır. Bu dönemdeki çocuklara, hangi çocuğun daha suçlu olduğu sorulduğunda; on tane tabağı kıran çocuğun daha suçlu olduğunu belitmişlerdir
Aşama 2: Araçsal İlişkiler Eğilimi
Çocukların kendi ihtiyaç ve isteklerinin karşılanması önemlidir. Diğer insanlarında ilgilerinin farkına varırlar. Ancak, ahlaki yargıda bulunacakları zaman, başkalarının ihtiyaçlarını somut bir şekilde dikkate almakla birlikte, hala birinci planda kendileri vardır. Ne kadar alırlarsa o kadar vermeleri söz konusudur. “sen benim sırtımı kaşı, bende seninkini” atasözüne uygun davranmaktadır.
• Geleneksel Düzey
Bu düzey, ahlak gelişiminde üç ve dördüncü aşamaları kapsar. Birey, için aile, grup ve ulusun beklentileri, her şeyden önemlidir. Bu beklentiler yakın ve açık sonuçları düşünülmeksizin kabul edilir ve değerlidirler. Sosyal düzeni destekleme ve sadakat önemlidir. Kendi ihtiyaçları bazen grubunkilere göre ikinci planda kalır.
Aşama 3: Kişiler Arası Uyum Eğilimi
Geleneksel düzey içinde yer alan üçüncü aşamada, akran gruplarıyla işbirliği gözlenir. İyi davranış, başkalarına yardım etmek ya da onları mutlu etmektır. Başkaları tarafından onay görmek, iyi çocuk olmak önemlidir. Ben merkezliliğin azalması ve somut işlemler dönemine girmesiyle çocuk, olaylara başkaları açısından bakabilme özelliğini kazanır. Ahlaki yargılarda başkalarının hissettiklerini de dikkate alır. Ancak yaptıklarını sadece ceza almamak için (aşama 1) ya da kendisi için (aşama 2) değil; aynı zamanda başkalarını mutlu etmek için yapmaya çalışır
Aşama 4: Kanun ve düzen eğilimi
Bu dönemde doğru davranış, otoriteye ve sosyal düzene uygun olarak kişinin görevini yerine getirmesidir. Artık, akran gruplarının kurallarının yerini, toplumun kuralları ve kanunları almıştır. Kanunlar soru sorulmaksızın izlenir. Kanunlara uymayanlar asla onaylanmazlar. Birçok yetşkin, muhtemelen bu dönemde kalır.
• GELENEK SONRASI DÜZEY
Bireyin, başkaları ve otoriteden bağımsız olarakizlemek istediği ahlak ilkelerini seçtiği ve kendine özgü değer sistemini örgütlediği düzeydir. Ahlak gelişiminin beş ve altıncı aşaması bu düzeyin kapsamındadır.
Aşama 5: Sosyal sözleşme eğilimi
Bu aşama, gelenek sonrası düzey içindedir. Kanunların kullanımı ve bireysel haklar eleştirici bir şekilde incelenir. Toplumun kanunları ve değerlerinin göreli ve topluma özgü olduğu kabul edilmektedir. Kanunların demokratik olarak değiştirilebileceği ilkesine sahiptirler. Kanunlar, sosyal düzeni korumak, temel yaşama ve özgürlük haklarını güvence altına almak için gerekli görülmektedir. Bu ahlak gelişimi düzeyine, yetişkinlerin ancak %25’den azı gelebilmektedir.
Aşama 6: Evrensel ahlak gelişimi
Bu aşama ahlak ilkelerinin sonuncu aşamasıdır. Kişi ahlak ilkelerini kendisi seçip oluşturur. Bu ilkeler, adalet, eşitlik, insan hakları gibi bazı soyut kavramlara dayalıdır. Bu ilkeleri ihlal eden kanunlara uyulmamalıdır. Çünkü “adalet yasanın üstündedir” . Bireyin haklarına saygı esastır.
Son zamanlarda kohlberg, 6. Dönemin, 5. Dönemden gerçekte çok farklı olmadığını bu nedenlede bu iki dönemin birleştirilebileceğini önermiştir.
KOHLBERG’İN KURAMININ SINIRLILIKLARI
Kohlberg, ahlak gelişim aşamalarının aşağı yukarı aynı yaşlardaki bireylerde aynı sırayı izlediğini, ABD, Meksika, Tayvan ve Türkiye’de ortaya koymuştur. Birçok araştırma, erkeklerle yürütülmekle birlikte, kadınlarla yapılan bazı araştırmalarda da benzer yapılar bulunmuştur. Ancak Kohlberg, bulgularını tüm insanlara genellemiştir.
Kohlberg’in kuramının önemli sınırlılığı, gerçek davranışı gözlemekten çok, ahlaki usa vurma ile ilgilenmesi olmuştur. Bazen insanların söyledikleri ile yaptıkları farklılık gösterebilmektedir. Ayrıca, farklı dönemlerde bulunan bir çok kişi, benzer şekilde davranabilmekte ya da aynı dönemde bulunan bir çok kişi farklı davranabilmektedir. Ahlak davranışları ile ilgili bir çalışma daHartshorne veMay tarafından yapılmıştır. Bu çalışmada bireylere yakalanmayacak şekilde çalma ya da aldatma fırsatları verilmiştir. Çok az çocuk, her durumda dürüst davranış ve çok azı da her durumda çalma ya da aldatma davranışı göstermişitir.
Sonuç olarak, Kohlberg’in ahlak gelişimi dönemlerinin kesinlik derecesi ve evrenselliği tartışmaya açıktır.
AHLAK GELİŞİMİ DÜZEYLERİ
1. 1. Gelenek öncesi düzey
• • Kurallar başkaları tarafından düzenlenir.
• • Etkinliğin fiziksel sonuçlarına göre iyi ya da kötü belirlenir.
• • Bireyin kendi gereksinimleri ön plandadır. AHLAK GELİŞİMİ AŞAMALARI
1. 1. Ceza ve itaat eğilimi
• • Çocuk otoriteye uyar ve cezadan kaçınır
• • İyi ya da kötüyü etkinliğin fiziksel sonuçları belirler.
2. 2. Arasal ilişkiler eğilimi
• • Her ne olursa olsun bireyin kendi ihtiyaçları önemlidir. Bazen diğerlerinin ihtiyaçlarını da dikkate alır. Ancak, ne kadar alırsa, o kadar verir.
2. 2. GELENEKSEL DÜZEY
• • Aile, grup ve ulusun beklentileri, yakın ve açık sonuçları düşünülmeksizin önemlidir.
• • Bireyin kendi ihtiyaçları grubundakilere göre ikinci plandadır.
• • Kanunlara uyma ve sosyal düzeni koruma önemlidir. 3.CEZA VE İTAAT EĞİLİMİ
• • İyi davranış, başkalarına yardım etmek ve başkalarını mutlu etmektir
4.KANUN VE DÜZEN EĞİLİMİ
• • Kanunlara ve sosyal düzene uymak önemlidir.
• • Doğru davranış, bireyin sosyal düzen ve otoriteye uygun olarak görevini yerine getirmesidir.
3. 3. GELENEK SONRASI DÜZEY
• • Bireyin kendine özgü ahlak ilkelerini seçtiği ve değer sistemini örgütlediği düzeydir. 5.SOSYAL SÖZLEŞME EĞİLİMİ
• • Kanunlar toplumun iyiliği için değişebilir
• • Değerler ve kanunlar eleştirici bir şekilde incelenir.
6.EVRENSEL AHLAK İLKELERİ EĞİLİMİ
• • Birey kendine özgü ahlak ilkelerini örgütler
• • Bu ilkeler genellikle eşitlik adalet insan insan haklarına dayalıdır
• • “Adalet kanunun üstündedir.”
PİAGET'İN AHLAK GELİŞİM KURAMI:
Günümüz pisikolojisinde ahlak konusunda en etkili teori Cenevreli pisikolog Jean Piaget'ininki olmuştur.Kırk yılı aşan bir zaman içinde çeşitli tenkitlerle uğraşmış olmakla beraber, Piaget'in ahlaki gelişme teorisi esas yapısını muhafaza ederek yeni yeni araştırmaların yapılmasına yol açmıştır.
Piaget yardımcıları ile birlikte "Cenevreli çocuklar üzerinde yaptığı sistemli müşahedeler sonunda Ahlaki duygu ve düşüncenin çeşitli yaş devreleriyle birlikte belirlendiğini ve ahlaki gelişmenin çocuktaki genel düşünce gelişmesiyle paralel gittiğini ileri süren bir teori ortaya atmıştır.Bu yüzden onun teorisine "kognitif gelişme teorisi" de denir.Ahlaki gelişme bu umumi zihni gelişmenin bir tarafını teşkil etmektedir.
Piaget zihni gelişmenin merhaleler halinde ilerlediğini ileri sürer.Fakat buradaki merhaleler diyalektik bir gelişmenin kısımları halinde düşünülmektedir.
Piaget'ye göre çocukta ahlaki düşünce gelişmesi iki safha halindedir.Herhangi bir düşünceye sahip olmayan çocukta bu konulardaki ilk düşünce etraftaki büyüklerin direkt etkisiyle şekillenen bir otoriteci ahlakın özelliklerini gösteriyor.Çocuk bu otoriteci ahlakın, büyüklerin direktiflerini mutlak ve değişmez gerçek sayan düşünceden sonra Piageti'in otonomi dediği bir ahlaki düşünce tipine geçer.Birinci merhalede ahlakı sadece mevcut kurallara katı bağlılık şeklinde anladığı ve kuralların değişmeyeceği kanaatinde olduğu halde ikinci merhalede ahlakı değişmez prensipler olarak değil, karşılıklı anlaşmaya bağlı olan ve hal şartlara göre değişebilen bir normotif sistem halinde görür.Her iki anlayış da zihin gelişmesiyle paraleldir.(GÜNGÖR,Prof.Dr.Erol,Hollanda Türk Akademisyenler Birliği Vakfı Yayınları,1993)
KOHLBERG'İN AHLAK GELİŞİM TEORİSİ:
Kohlberg esas olarak Piaget'in kuramının yeniden düzenlenmesi gerektiğini iddia etmiş,ahlaki gelişmenin Piaget'in aksine 11 yaşınddan itibaren olgunluğa başladığı görüşünü reddetmiştir.o bu safhayı 16 yaşına kadar uzatıyor.
Kohlberg'in teorisi oldukça yakın tarihte ortaya atıldığı için bu teoriyi test etmek maksadıyla yapılan araştırmaların sayısı azdır.Fakat son yıllarda bu istikametteki araştırmaların sayısı hızla artmaktadır.Kohlberg'in Gelişme teorisinin gerçekten birbiri arkasından geldiklerini ve bir kognitif ilerlemeye işaret ettiklerini gösterir mahiyettedir.(GÜNGÖR,Prof Dr. Erol,Hollanda Türk Akademisyenler Birliği Vakfı yayınları,1993)
|
|
|
|