İnsanı Gelişmeye İten Güç
Etkileştiği çevresi insanı,davranışlar öğrenmeye zorlar.Zorlama ile hayvanlar da bazı davranımları öğrenirler.Ama hayvanları davranmaya iten gücün , iç güdü olduğu varsayılmaktadır.İnsanı gelişmeye iten güç ise dürtü,güdü,gereksinme ve güdülenme kavramları ile anlatılmaktadır.
İç güdü(instrict) bir canlı türünün tüm üyelerinde aynı biçimde görülen , kalıtsal olarak örgütlenmiş(programlanmış) öğrenmeye dayanmayan, davranma eğilimidir.İç güdü ile yapılan davranımlar kendiliğinden doğal olarak ortaya çıkarlar.Kimi kez iç güdü sözcüğü yerine içtepi sözcüğü de kullanılır.Kimi psikologlar, saldırganlık,kıskançlık,yerimsemek (bir alanda iyelik hakkı olduğunu savunarak alanı korumak) gibi davranışların kaynağının insanın iç güdüsü olduğunu savunurlar.Ama insan,öteki canlılardan farklı olarak , çevre etkilerinin dışında iç güçlerinin zorlaması ile , doğayı değiştirecek,öteki canlılardan üstün gelecek, kendine kültür denilen bir ortam yaratacak gelişmişliğe ulaşır.
İnsanı,yemek,içmek gibi yaşaması için gereken davranışlara yönelten ve doğuştan getirilen itici güce dürtü(drive) denir . Kimi psikologlar , dürtüleri fizyolojik güdü adı altında güdülerin alt dalına koyarlar.(Brown ve Wallace,1980)
Güdü (motive) insanı bilinçli olarak yaşaması ve gelişmesi için bir gereksinimini karşılamaya yönelten bir iç güçtür. Güdüler, öğrenilmemiş (kalıtsal) ya da doğumdan sonra çevrenin gereksinmeyi kapsayan genel bir kavramdır.Güdünün açıkça gözlenen ya da gözlenmeyen bir çok türü vardır. Psikologlar güdüleri teker teker saymaktan daha çok bunları kümelendirerek adlandırırlar.
İnsan , bazı güdülerinin farkında olmayabilir. Farkına varılan yada varılmayan güdüler, doğumdan sonra birbirini etkileyerek ve çevre değişkenleri ile çekinik(recessive) ya da başat (dominant) nitelik kazanarak insanın güdüsel örüntüsünü (motivational pattren) oluştururlar. İnsan, belli bir güdünün yönlendirmesinden çok güdüsel örüntünün yönlendirmesiyle gereksinimlerini karşılar.
Gereksinme(need) insanın bedensel , toplumsal, ruhsal nitelikte olan bir şeyin (nesne,ilişki ,duygu, bilgi gibi) yoksunluğundan , yetmezliğinden duyduğu içsel gerilimdir. Günlük anlatımda gereksinme kavramı güdü ,dürtü kavramına göre daha çok kullanılır. Ayrıca, güdü ,dürtü ve gereksinme kavramları , birbirinin yerine kullanılabilir.
Dürtü ,güdü ya da gereksinmenin insanı , bir davranışı öğrenerek ya da değiştirerek gelişmeye itmesi gerekir . Başka bir deyişle insan ,gereksinmesini doyurmaya güdülemelidir.
Güdülenme (motivation) insanın gereksinmesini (dürtüsünü, güdüsünü) doyurmak için eyleme geçecek düzeyde isteklenmesidir.Buna güdünün(ya da güdüsel örüntünün) yekinmesi(arouse) denir.Gereksinmenin etkisiyle güdülenmeyi ,dış etkilerle güdülenmeden ayırmak için ,gerektiğinde içsel (doğal)güdülenme deyimi kullanılır. Dışsal (yapay) güdülenmeye eğitimde güdüleme denir.
Güdüleme(motivate), insanı bir gereksinmesini doyurmaya ya da onda yeni bir gereksinme yaratmaya yönelik dıştan yapılan etkidir. Kimi kez etkileme ile güdüleme eş anlamda kullanılır.Öğretmenin öğrencide bir konuyu öğrenmeye istek yaratması güdülemedir.Eğer öğretmen öğrencide ,onu öğrenme eylemine geçirecek düzeyde istek yaratabilmişse öğrenci dıştan güdülenmiştir.(Başaran,1996,ss24-25)
Güdüler
İnsanın amacı , yaşamını ve soyunu sürdürmektir. İnsanın yaşamını ve soyunu sürdürmesi de güdülerini doyurmaktır.İnsanın bazı güdüleri kalıtsaldır.Açlık susuzluk,cinsellik,merak,oyun, devinme gibi güdüler doğuştan gelir.Bunlara dürtü,birincil güdü,temel güdü ya da öğrenilmemiş güdüler de denilmektedir.Bu tür güdülerin ,yekindiğinde insanı davranışa itme gücü yüksektir. Açlık,susuzluk gibi dürtülerin doyurulamaması, insanın yaşamını sona erdirir. (Maslow,1971)
İnsanın bazı güdüleri ise çevre etkenleri ile oluşur. Bunlar öğrenilmiş güdülerdir. Çevre etkenleri içinde özellikle toplum,insanın yeni güdüler öğrenmesini sağlar. Buna kültürel ya da sosyal etkenler denir. Çevre etkenleri ile edinilenler ,bir topluma ilişkin olma , toplumun onayını kazanma , başkasının gözüne girme ,sorumluluk alma, başarılı olma ,toplumda bir konum edinme gibi güdülerdir. Bunlara ikincil güdülerde de denir.
İnsanın öğrenilmemiş ve öğrenilmiş güdülerinin ne olduğu konusunda pek çok araştırma yapılmış ve çok sayıda güdü ,dürtü ve gereksinme adı bulunmuştur. Bunların kümelere ayırarak sınıflandırılması da yapılmıştır.
Bu sınıflandırmadan biri aşağıdadır (Cole ve Hall,1966) :
1. Beden güvenliğini sağlama: Yaşama ,dinlenme, tehlikelerden,hastalıklardan ve kazalardan korunma , çalışma gibi gereksinmeler.
2. Cinsel doyurulma:Karşıt cinsin dikkatini ve ilişkisini sağlama , cinsel gerilimden kurtulma gibi gereksinmeler
3. Sevilme ve kabul edilme:Sevilme güven içinde olma arkadaş ve dost edinme , toplumca beğenilme , bir kümeye katılma, başkalarını memnun etme , iyilik yapma , övülme gibi gereksinmeler
4. Toplum da yer edinme ve tanınma : Mal edinme,edindiklerini koruma , önder olma, önderi izleme , başkalarını yönetme, başkalarını koruma, başkalarını öykünme, saygınlık kazanma, kınanmaktan,ayıplanmaktan kaçınma gibi gereksinmeler
5. Bilişsel yaşam ve yaratıcılık:Başkaları ile aynı düşüncede olma ,kendini anlatabilme,özendirilme, desteklenme , düşünme, bilgi ve beceri edinme,bunları yorumlama,örgütleme , açıklama , yollarını arama gibi gereksinmeler
6. Kendini bilme ve geliştirme: (öz gerçekleştirim)Gelişme , kusurlarını ve engelleri yenme ,amacına ulaşma,ve zorlamalara karşı koyma, kendini bilme ,tanıma ve bulma gibi gereksinmeler
Gereksinmelerin bu genel sınıflandırılmasının yanı sıra , öğrencilerin asıl gereksinmeleri de öğretmen için önemlidir.Öğrencilerin gizil güçlerini ve kişiliklerini geliştirebilmeleri için, eğitim yoluyla doyurmak istedikleri gereksinmeleri beş başlık altında toplanabilir:
1. Öz gerçekleştirim gereksinimi:Öğrenci kendini tanımak,kendini kabul etmek,yeteneklerini yeterliliklere dönüştürmek,amaçları ile yeterlikleri arasında denge kurmak, sorunlarını bilimsel bilgilerle ussal yaklaşımla çözmek,davranışlarını istenci (iradesi) ile yönlendirerek düşünce ve eylem özgürlüğüne ulaşmak ister.
2. Anlatım ve iletişim gereksinimi : Öğrenci duygularını , düşüncelerini , konuşarak, yaşayarak, çizerek, devinerek, renk ve madde kullanarak değişik yollarla anlatmak; anlatımda değişik araçları kullanmak,başkaları ile etkili bir iletişim kurmak ister.
3. İlişki,iş birliği , birlikte yaşama gereksinimi: Öğrenci, başkaları ile ilişki kurmada , birlikte çalışmada ve yaşamada yeterli olmak başkaları ile iyi ilişkiler kurmak ister.
4. Sağlıklı yaşama gereksinimi: Öğrenci,kendini ve çevresini temizlemede dengeli beslemede ,sağlık kurallarını uygulamada , kaza ve hastalıklardan korunmada yaşamını ussal ve özenli düzenlemede yeterli olmak ister.
5. Üretim ve tutumluluk gereksinimi : Öğrenci geçimini sağlamak için bir meslek edinmek, mesleğini başarılı yürütmek , gelir ve giderleri arasında denge kurmak, ürettiklerini ve elindeki kaynakları tutumlu kullanmak,kara günler için para biriktirmek,kaynaklarını savurmamak ister.
Okul , bu gereksinmelerle gelen öğrenciye gereksinmelerini doyurabileceği ortamı hazırlayabilmeli ,bilgi,beceri,ve tutumu (davranışı) kazandırabilmelidir.
GÜDÜLENME
Bir güdü (dürtü,gereksinme) doyumsuzluğa dönüştüğünde , yeterince doyurulamadığında , erişmek istediği hedeften yoksun bırakıldığında hedefine ulaşmada yetersiz kaldığında insanı gerilime iter.Bu iç gerilim , insanın güdüsünü doyurmak ya da güdünün hedefine ulaşmak için gerekli davranışları yapmaya zorlar;gereken davranışları ona yaptırır. Eğer insan güdüsünü yeterince doyurmada ya da hedefine eriştirmede başarılı olursa gerilimden kurtularak rahatlar.
İnsanın bir güdüsünü yekinmesine ,gereken bir davranışı yapmasına ve güdüsünü doyurarak gerilimden kurtarılmasına güdülenme süreci denir .Böylece güdülenme süreci , yekinme , davranma ve doyurulma olmak üzere üç aşamalıdır. Bu üç aşama çembersel bir dönü oluşturur.
İnsanın güdüleri , ister öğrenilmemiş,ister öğrenilmiş olsun, gerektiğinde öğrenme yoluyla değişmeye uğratılabilir. İnsan öğrenme yoluyla yeni güdüler kazanarak yerleşmiş güdülerini değiştirerek , kendine bir güdüsel örüntü geliştirir.(Cole ve Hall,1966)
İnsanın güdüsel örüntüsü,kişiliği eliyle denetlenir. Yekinen bir güdünün , niçin,nasıl, nerede,ne zaman,hangi öncelikle doyurulacağını insanın güdüsel örüntüsü belirler. Ama insan güdülenmesinin kendi kişilik özelliklerine uygun olarak oluşmasını da denetim altına alır .
Sözgelimi ,bir insan açlık güdüsünü doyurmada ,kişilik özelliklerine göre , başka insanlardan ayrılır. Açlık güdüsünü doyurduğu yer , zaman gibi koşullar önemlidir. İnsan ,evinde açlık güdüsünü doyuruyorsa başka türlü davranır. Eğer insan açlığını başkalarının yanında doyurmaya kalkarsa içinde bulunduğu durumun gerektiği gibi davranarak , açlık güdüsünü bastırabilir , beğenilme , küçük düşmeme ,tok gözlü görünme gibi gereksinmeleriyle az yemeyi ya da yememeyi yeğleye bilir.
İnsanın güdüsel örüntüsü hem yerleşiktir hem de değişme içindedir.Güdüsel örüntü ,kişilik özellikleriyle bağlantılı olduğu için , kişilik özellikleri gibi yerleşiktir, kolay kolay değişmez . Öte yandan bir durum karşısında egemenliğini yitirebilir ve yerini başka güdülere bırakabilir.İnsanın yaptığı bir davranışı , bir önceki davranışına benzese bile , bu davranışının nedeni olan güdüler değişik bir örüntüde olabilir .Çünkü insanın güdüsel örüntüsü ,her düzeydeki bütün gereksinmelerinin ve kişilik özelliklerinin karmaşık bir etkileşimi ile oluşmaktadır.(Coleman ve diğerleri,1980)
Güdüsel örüntüsünün değişme içinde olması yüzünden, insanın hangi nedenle davrandığını tanımak güç olur . İnsanın güdüsel örüntüleri birbirinden değişiktir. İki insan aynı davranışı yapsa bile davranışının nedenleri ayrı olmaktadır . Sözgelimi , sınıfta birkaç kez kavga çıkaran bir öğrenci her kavgada doyurmak istediği güdüleri değişiktir. Kavgaya karışan on öğrenci varsa ,bu on öğrencinin kavga yoluyla doyurmak istediği güdüleri de birbirlerinden değişiktir.
İnsan güdülerini doyurması çoğu kez , çevresinden gelen engellerle karşılaşır. İnsanın güdülerini doyurup dengeye ulaşması için , bu engelleri yenip sorunu çözmesi gerekir.Sorun çözme, insanın kendi yetenekleri ile çevre koşullarının akla uygun biçimde birleştirerek , yekinen güdüsünün doyurulmasını zorlaştıran engeli kaldırmaktır.(Başaran,1996,ss36-37)
GÜDÜSEL ÖĞRENME
Güdüsel öğrenme kuramları, insanın yaşamını sürdürmek için öğrendiğini savunurlar.İnsanın yaşamasının amacı, güdülerini doyurmaktır.İnsan güdülerini doyurmaya elverişli davranışları öğrenmeden bu amaca ulaşamaz. Davranışlar insanın güdülerini araçlarıdır.Güdüsel öğrenme kümesine girebilecek iki öğrenme kuramı vardır.Bunlar Psikodinamik ve İşlevsel Öğrenme kuramlarıdır:
Psikodinamik kuram: Psikodinamik öğrenme kuramına (Psychodynamic Theory Of Learning ) göre öğrenme insanın doğal bir gereksinmesidir.İnsanın kişiliğini geliştirmek ve gereksinmelerini karşılamak için öğrenmek zorundadır. İnsan , doğumuyla birlikte gereksinmelerini karşılayarak kişiliğini kazanmaya başlar ve bunu yaşam boyu sürdürür. Bu süreç içinde insan sürekli öğrenir.
İnsanın öğrenme süreci içinde ilk çocukluk evresi , kişiliğini geliştirmede temel bir gelişim evresidir. Bu evrede çocuk, kişilik özelliklerinin temelini oluşturacak yaşantılar kazanır, hızlı bir öğrenme süreci içinde bulunur. Bu yaşlarda edinilen yaşantılar ve kazanılan kişilik özellikleri , etkilerini insanın ömrü boyunca sürdürürler. Bu kurama göre öğrenme ,öğrenene haz vermelidir. Çünkü insan elemden kaçar,hazza yönelir. Öğrenilenlerin pekiştirilmesi için yapılan alıştırmalar,insana haz vermediği zaman, öğrenme sakatlanır. Alıştırmalar insanın gerilimini çoğaltmamalı, tersine azaltmalıdır.
İnsanın güdüleri tüm eylemlerinin temeli olduğu gibi , öğrenmesinin de temelidir.İnsan , güdülerinin doyurulması engellendiğinde , yeni doyurulma yolları aramak için öğrenme eylemlerine geçer.Böylece doyurulamamanın yarattığı kaygılardan kurtulmaya çalışır.(Maslow,1971)
İşlevsel Kuram : Öğrenmede işlevselcilik (********alism) öğrenmenin insana, bir amacını ,gerçekleştirmek için gerektiğini savunur.İşlevsel Öğrenme (Functional Learning) kuramına göre, insan bir işi yapmaya giriştiğinde işini iyi yapmak ve önüne çıkan engelleri ortadan kaldırmak için bildiklerini kullanır,bilmediklerini de öğrenmeye çalışır. İnsan bir işlevini yerine getirmek için öğrenir,öğrenme ise insanın bir işlevi içindir.
İnsanın öğrenmeye güdülemesi gereklidir. İnsanın öğrenmeye güdülenmesi öğreneceklerinin amacını gerçekleştirmesinde bir işlevi olduğunu görmesine bağlıdır.Öğrenilecek davranışlar, insanın amacına ulaşmasını engelleyen engelleri ortadan kaldırıyor ise , insan öğrenmeye , güdülenmeye başlar, engel ortadan kaldırılıncaya dek güdülenmesini sürdürür. Bu kurama göre işlevsel olan bilgi ve beceriler başka alanlara geçiş yapabilirler. (Başaran,1996,ss216-217)
MOTİVASYON VE ÖĞRENME
Motivasyon (güdülenme), okuldaki öğrenci davranışlarının yönünü , şiddetini ,kararlılığını belirleyen en önemli güç kaynaklarından biridir.
Okul ve sınıfta ortaya çıkan öğrenme güçlükleriyle disiplin olaylarını önemli bir kaynağı güdülenme ile ilgilidir. Öğrenmek için her öğrenci öğretme-öğrenme sürecine istekli katılmak, öğrenmenin gerektirdiği ilkelere uymak öğrenmesinden sorumluluk taşımak ve çalışmak zorundadır. Bu nedenle ,öğrenme için gerekli güdülenmeyi sağlamak okulun görevlerinden biridir.
Güdü , belli durumlarda belli amaçlara ulaşmak ve gerekli davranışların yapılabilmesi için organizmayı harekete geçiren , enerji veren, duyuşsal bir yükselme (coşku,istek) neden olan ve davranışları yönlendiren bir “itici güç” tür . Güdülenme,belli amaçlara ulaşmak için bir güç kazanma halidir. Mesela ,Ali ortaokul 2. sınıf öğrencisidir. Sosyal Bilgiler dersine düzenli olarak girmez ve sınıfta dersle ilgilenmez . Derslerde arkadaşlarının da dinlemesine engel olup pencereden dışarıyı seyreder.Sosyal Bilgiler dersinde verilen ödevleri yapamadığı zaman , cevap aramak istemez. Öğretmen derste adapte etmekte zorlanır.Bu durumlar , Ali’nin Sosyal Bilgiler dersinden hoşlanmadığını ,bu dersle ilgili faaliyetlere istekle katılmadığını ,güdülenmemiş olduğunu gösterir.
Buna karşılık ,sınıf arkadaşı Ayşe Sosyal Bilgiler dersi ile çok ilgilidir . Derslere her zaman önceden hazırlanır,sürekli çalışır , ödevlerini büyük bir zevkle yapar. Değişik kaynaklardan bulduğu bilgileri sınıfa getirir. Ödevlerini zamanında yapar ve çözemediği her soruyu araştırır.Ayşe Sosyal Bilgiler dersinde yüksek derecede güdülenmiştir.
Güdülenmiş ile güdülenmemiş öğrenci davranışları arasında önemli farklar vardır. Güdülenmiş davranışların yönü bellidir,büyük bir enerji ile yapılır. Hareketlerde kararlılık, devamlılık ve ısrar vardır.
1. İlgi duyma ve dikkat etmede süreklilik
2. Davranışın yapılması için çaba göstermeye ve gerekli zamanı harcamaya isteklilik
3. Konu üzerinde odaklaşma , kendini verme ve güçlüklerle karşılaşıldığında istenilen davranışı yapmaktan vazgeçme , sonuca gitmede ısrarlı olmak ve kararlılık.
İnsanlar bir izlenimde bulunurken az- çok güdülenmişlerdir. Örneğin ;ders dinlemeyen çocuk dışarıyı izlerken veya arkadaşları ile konuşurken başka yöne güdülenmiş demektir. Öğretmenler, öğrencilerin güdülenmemiş olduklarını söyledikleri zaman , bunu kendi hesapları açısından yorumlamaktadır.
GÜDÜLENMENİN KURUMSAL DAYANAKLARI
Güdülenmenin mahiyetini açıklama konusunda psikologlar genellikle şu soruları cevaplamaya çalışırlar:
1. İnsanı bir harekete başlatan nedir?
2. İnsanı belli bir hedefe doğru ilerlemesini sağlayan nedir?
3. İnsanın belli bir hedefe ulaşmak için ısrarla uğraşmasının nedeni nedir?
Öğrenme kuramlarında olduğu gibi güdülenmenin ne olduğunu açıklamaya yönelik kuramlar çok sayıda ve çeşitlidir. Bazılarında doğuştan birlikte getirdiğimiz yönelimlere ,bazılarında tamamen dış etmenlere bazılarında ise insanların iç durumlarına ağırlık vermektedir.
İhtiyaç yoluyla güdülenme:
İki ihtiyaç kuramından bahsedilecektir.Bunlar Murray ve Maslow’un yaklaşımlarıdır. İhtiyaç insanın genel sağlığı ve refahı için karşılanması gerekli , organizmanın herhangi bir eksiklik durumu veya kişinin arzu ettiği ve karşılanması gerektiğini düşündüğü bir iç durumdur.
Murray ve Maslow’un açıklamalarına göre insanların , ihtiyaçlarının tamamen ve mükemmel bir şekilde karşılandığı durumlar pek azdır.İnsanlar ihtiyaçlarının ortaya çıkardığı gerilimden kurtulmak için bunları gidermede etkili olacak hedeflere doğru harekete geçerler. Bu yönden okul eğitimde ihtiyaç yaratmak ve ihtiyaçlardan yararlanmak öğrencileri güdülemede etkili bir rol oynar.
İhtiyaç Kuramı
Murray tarafından ortaya atılmış olan ihtiyaç kuramı “çevre ile birlikte kendi özelliklerimiz ve ihtiyaçlarımız bizim nasıl davranacağımızı biçimlendirir” fikri üzerinde kurulmuştur.
İnsanların onayını kazanmak isteyen bir kişi farklı durumlarda farklı davranır.Bir ortam kabul görmeyi engelleyebilir; bir başkası ise arttırabilir. Kişi ona göre davranır.
Murray’a göre ihtiyaçlar fiziksel ve psikolojik kökenli olmak üzere iki grupta toplanır. Fiziksel ihtiyaçlarımız,yiyecek, su, uyku gibi bireyin yaşamını sürdürmesi için gerekli olanlardı.Psikolojik kökenli olanlara ise , başarılı olma ,arkadaşlık kurma , beğenilme gibi örnek gösterilebilir.Murray 28 değişik psikoloji ihtiyaç belirlenmiştir. Bunların en önemlisi “başarma ihtiyacı”dır.
İhtiyaç Hiyerarşisi (Aşamalı Sıralama )
İhtiyaçlar , hiyerarşik bir sıra içinde ortaya çıkar. İhtiyaç sıralamasının en alt düzeyinde yaşamı sürdürme ve güvence ihtiyaçları yer alır . Bunlar etki yönünden en önemli ve güçlü olanlardır. Bu ihtiyaçlar kişinin diğer ihtiyaçlarını kontrol eder ve hakim olurlar. Bu ihtiyaçların karşılanması , doyurulması durumunda bir üst düzeydeki sosyal ihtiyaçlar ortaya çıkar.Bunlar gruba ait olma, kabul edilme ,sevme ve sevilmedir.Bu ihtiyaçlarında karşılanmasıyla insanlar daha üst düzeydeki ihtiyaçlarını statü kazanma ,onurunu koruma , kendini gerçekleştirme ve meraklarını gidermeye yönelir. Bunların içinde en önemlisi “kendini gerçekleştirme”dir.
İlk dört ihtiyaç giderildiğinde bunlarla ilgili güdülerin şiddeti azalır.Diğer ihtiyaçlar karşılandığında ise bunları başlatan güdülerin şiddeti azalmaz;artarak devam eder.
İhtiyaç sırasının en üstündeki ihtiyaç grubuna “Gelişme İhtiyaçları”da denir.Bunlar hiçbir zaman tam olarak karşılanmaz . Bunları gerçekleştirme sonu gelmeyen bir hız ve enerji ile tazelenir. İhtiyaçlar arasında ileri-geri gider gelirler. Bazı hallerde çalışırken acıktığımızın farkında bile olmayız . Birkaç gün uykusuzda kalsak derslerimize sürekli çalışabiliriz.
Maslow’un bu ihtiyaç sıralamasının okul eğitiminde önemli yeri ve sonuçları vardır.
1. Okula aç , hasta, yorgun ve huzursuz gelen öğrencileri öğrenmeye yöneltmek kolay değildir.
2. Sınıfın korku ve kaygı veren bir havası varsa;öğrenci kendini okulda rahat ve güven içinde hissedemez. Bu nedenle öğretimden beklenen sonucu almak güçleşir.
3. Çocukların özellikle ortaokul çağında akran grupları oluşturması ve o gruplara katılma isteği diğer ihtiyaçlarını karşılamaktan daha çok önem taşır.
4. Öğretmenin , anne ,babaların istek ve beklentilerindeki tutarsızlıklar çocuklarda güvensizlik duygularının doğmasına ve yerleşmesine neden olur.
5. Öğrenciler , başkaları önünde yeterli ve başarılı olma ,başkaları tarafından tanınma , prestij sahibi olma gibi ihtiyaçları karşılamak için büyük gayret gösterirler.
6. Maslow’un ihtiyaç sıralaması , öğretmenin çocukları daha iyi tanıyarak onların hangi güdüler altında olduklarını bilirse onlara daha gerçekçi yardım getirebilir,güdülenmesini sağlayabilir ve gereken rehberliği yapabilir.i |
|
|
|