İSLÂMIN DOĞUŞU SIRASINDA DÜNYA'NIN GENEL DURUMU 
A) ASYADAKİ  GÜÇLER 
1) BİZANS: Yakındoğu'da etkinliği olan Bizans;  Hristiyanlığın Ortodoks mezhebindendir. Bizans kültürünün oluşumunda; Roma,  Grek kültürlerinin ve Hristiyanlığın büyük payı vardır. Bizans; Suriye, Kudüs,  Filistin, Mısır ve Anadolu'da siyasi bir nüfuza sahiptir. Bu bölgeler üzerinde,  Bizans, Sasanilerle rekabet halindedir. Ortadoğu bölümünde Bizans'a bağlı  yaşayan Hristiyanlar; kendi mezhep ve kiliselerini kurmuşlardır. (Monofizit  mezhebi) 
 
2) SASANİLER: İran'da kuruldular. Zerdüştlük (Mecusilik)  dinine inandılar. 
 
3) II. GÖKTÜRKLER: İslâmiyet'in doğuşu sırasında  Orta Asya'da bulunan siyasî güç II. Göktürklerdir. 
 
4) ÇİN:  İslâmiyet'in doğuşu sırasında Çin'de üç ayrı din egemendi: Konfüçyüslük, Tao ve  Budizm. 
 
5) HİNDİSTAN: Etnik ve kültürel bakımdan çeşitlilik  gösteren bir ülke olan Hindistan birçok dinin de çıkış yeridir. (Hinduizm, Veda  ve Budizm) Hindistan'da sosyal sınıflaşmanın olması (kast) sosyal ve siyasal  birliğin kurulmasını da engellemiştir. Kast sisteminde kişinin kendi kastını  seçme hakkı yoktur. 
Kast, aynı işle uğraşan, atadan miras kalan hakları,  vazifeleri ve gelenekleri ile birbirine sımsıkı bağlanan insanlar grubudur.  Kişinin kendi kastını seçme özgürlüğü yoktur. Doğuştan kast bellidir. Kısaca  kast atadan gelen haklardır. 
 
UYARI: 
Tarihin en eski devirlerden beri  Hindistan'da çeşitli ırk, renk, dil ve kültürden insanlar bir arada yaşamışlar  ve bu yapılanmanın doğal sonucu olarak da Hindistan'da kültürel bir birlik  sağlanamamıştır. 
 
 
UYARI: 
Tarih boyunca çeşitli göçlere sahne olan  Hindistan'da hiçbir zaman hakiki bir birlik kurulamamış, dolayısıyla ortak bir  tarih de oluşmamıştır. (Ortak bir tarihîn (milli) oluşamamasının nedeninin,  ulusal birliğin kurulamamış olmasına bağlı olduğu  görülmüştür.) 
 
 
6) JAPONYA: Japonyadaki dinsel yapılanmada Çin  ve Hindistan'ın etkisi vardır. Japonya'da Konfüçyüsçülük, Tao ve Budizm'in  yanında yerli din olarak Şintoizm dini de vardır. 
ÖRNEK 
 
Tarihin en eski devirlerinden beri  Hindistan'da çeşitli ırk, renk dil ve kültürlerden insanlar  yaşamıştır. 
Sadece bu bilgiler aşağıdakilerden hangisine  ulaşılamaz? 
 
A) Sosyal birliğin olmadığı 
B) Milli birliğin  sağlandığı 
C) Kültürel birliğin sağlanamadığı 
D) Ortak bir tarihîn  oluşmadığı 
E) Farklı kültürlerin bir arada  yaşadığı 
 
 
ÇÖZÜM: 
Soru cümlesinde Hindistan'da ırk ve dil  çeşitliliğinden söz edilmiştir. Irk ve dil farklılığı aynı zamanda kültür ve  ulus farklılığının da var olduğunun kanıtıdır. 
Çeldiricileri  irdelediğimizde, 
A) Irk ve dil farklılığının olduğu bir toplumda sosyal  bütünlüğün sağlanması mümkün değildir 
B) Yine dil farklılığının yaşandığı bir  toplumda ulusal birlikten söz edilemez. 
C) Kültürel birlik kurulamaz. 
D)  Dil'de ırkta farklılaşmanın olduğu bir toplumda duygu birliğinden söz edilemez  buna paralel olarak ortak bir geçmişten de bahsedilemez.  
E) Farklı dil, ırk  ve renklerin karışımından söz edildiğine göre farklı kültürler bir arada  yaşıyor demektir. 
Cevap B' dir. 
B) AVRUPADAKİ GÜÇLER 
Avrupa'nın  sosyal, siyasal, ekonomik ve dinsel yapısında önemli değişime yol açan gelişme  kavimler göçü olmuştur. 
* Galya'da (bugünkü Fransa'da) Franklar -  Burguntlar. 
* İspanya'da, Vizigotlar 
* İtalya'da, Ostrogotlar 
*  Afrika'da da, Vandallar 
* Balkanlarda ise Avarlar vardır. 
 
C)  İSLÂMİYETİN DO⁄UŞU SIRASINDA ARAP YARIMADASI'NIN DURUMU 
1.  Araplar arasında Siyasi birlik yok, kabilecilik anlayışı egemen, kan davaları  yaygındır. 
2. Kabilecilikte esas olan kan bağıdır. 
3. Secere  veya soy ilmi gelişmiştir. (Kabilecilik anlayışı ile ilgilidir) 
4.  Göçebe yaşayanlara Bedevî adı verilir. Ay önemlidir. Yerleşik yaşayanlar  (Medenî) tarımla uğraşırlar. Bunlar için de Güneş önemlidir. 
5.  Ticaret önemlidir. (Şam ve Hicaz ticaret yolu) 
6. Haram aylarda, kan  davalarına dayalı savaşlar yapılmaz. Kabe'nin etrafında Tanrılar (putlar) adına  şenlikler yapılırdı. 
7. En yaygın inanç putperestliktir. Putlar  Kabe'de bulunur. En önemlileri Hubel, Lat, Menat ve Uzza'dır. Bunların dışında  Hristiyanlık, Mecusilik ve Haniflik gibi inançlar da vardır. 
8. Erkek  nüfusa büyük değer verilirdi (Kabilecilik ve - askerlik anlayışının bu  yapılanmada önemli bir etkisi vardır.). 
9. Edebiyat ve şiir sanatı  gelişmiştir. Tarih yazıcılığı gelişmemiştir. 
10. İslâmiyet öncesi  Arapların bu yaşamlarına Cahiliye Devri denir. Bölgede üstünlük mücadelesi  veren Bizans ve Sasanilerdir. 
Arapların Ceziret'ül Arap dedikleri Arap  Yarımadası Asya kıtasının güneyindeki üç yarımadadan en batıdaki ve en  büyüğüdür. 
 
UYARI: 
Bu bölge, Uzak Doğu (Hindistan - Çin) ve Afrika  ülkeleriyle, Akdeniz ülkeleri arasındaki ticarette bir köprü görevi  yapmıştır. 
 
 
EK BİLGİ: 
Güneyde Yemen'den başlayıp Kuzey'de Akabe'ye  ve buradan Suriye ve Mısır'a ulaşan yola Hicaz Ticaret Yolu  denir. 
 
 
ÖRNEK 
 
İslâmiyet'i kabul eden Arap olmayan  milletler de dinlerinin kutsal kitabını okuyabilmek için Arap alfabesini  öğrenmeye başladılar. Bu gelişmenin en önemli sonucu aşağıdakilerden  hangisidir? 
 
A) Arapça bilim dili haline gelmiştir. 
B) Arapça  milletlerarası bir boyut kazanmıştır. 
C) Batı dünyası bilim eserlerini  Arapça'dan tercüme etmişlerdir. 
D) Arap Kur'an dili haline gelmiştir. 
E)  Toplumlarda Araplaşma başlamıştır. 
 
ÇÖZÜM: 
ÖSS özelliğindeki  soruların çözümünde verilen pargrafın iyi anlaşılması sorunun çözümündeki en  büyük anahtardır. 
Paragraftaki verilere baktığımızda İslâmı kabul eden Arap  olmayan toplumlar Kutsal Kitap'ı okuyabilmek için Arap alfabesini öğrenmeye  başladılar. 
Arap olmayan toplumlar (farklı milletler) Kutsal Kitabın dili  olan Arapçayı öğrendiklerine göre, Arap dili Arap olmayan toplumlarda da  bilinir hale gelmiş ve geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Böylece Arapça  milletler arası bir boyut kazanmıştır. 
Cevap B'  dir. 
 
ÖRNEK 
örnek 
İslâmiyet'in doğuşu sırasında Avrupa' nın siyasî yapısı ile  ilgili verilen bilgilerden hangisi doğru değildir? 
A)  Macaristan'da Avar Türk Devleti kurulmuştur. 
B) İtalya'da Ostrogotlar  hakimdir. 
C) İspanya'da Vizigot krallığı kurulmuştur. 
D) Belçika'da  Franklar egemendir. 
E) Fransa'da Vandal krallığı  kurulmuştur. 
 
ÇÖZÜM: 
Avrupa'nın bu yapılanmasına neden olan  tarihî olay kavimler göçü olmuştur. 
A, B, C, D şıklarında verilenler  doğrudur. E şıkkında Fransa'da Franklar veya Burguntlar vardır. Vandallar,  Afrika'da yaşamışlardır. 
Cevap E'dir. 
 
Halk: Arap Yarımadası  Sami ırkının anavatanıdır. Burada yaşayan Araplar iki ana kola  ayrılmıştır: 
* Güney Arapları (Kahtaniler 
* Kuzey Arapları  (Adnaniler) 
 
EK BİLGİ: 
Güney Arapları Yemenliler olup, tarım ve  ticaretle uğraşıyorlardı. (Yerleşik hayat sürüyorlardı) 
Kuzey Arapları;  Nebatiler, Tedmürlüler, Necidliler ve Hicazlılardı. 
 
 
YORUM:  
Kuzey  ve Güney arasındaki bu farklı yaşam, Arabistan'ın tarihî gelişiminde iki farklı  kültürün doğmasına neden olmuştur. 
 
 
UYARI: 
Hicaz bölgesi; Mekke,  Medine ve Taif'ten oluşmaktadır. 
 
 
 
UYARI: 
Bedevîlerin  (Göçebelerin) gök cisimlerine dair inançları, ışığında sürülerini otlattıkları  Ay üzerinde yoğunlaşmıştır. Ay'a tapma çoban bir topluma işaret ederken,  Güneş'e tapma, bir tarım (yerleşik -medenî) topluma işaret  eder. 
 
 
YORUM:  
Arap toplumunda sosyal hayat yerleşik -medenî ve  göçebe - bedevî olmak üzere iki şekilde devam  etmiştir. 
 
 
UYARI: 
Bedevî toplumunun temeli kabile teşkilatına  dayanıyordu. Bu teşkilatta her çadır bir aile yi temsil eder. 
Çadırlar  topluluğu bir hayy ı meydana getirir. Hayy bütün üyeleri ile bir Kavim'i  oluştururdu. 
Birkaç akraba Kavim bir araya gelerek Kabile yi  oluştururdu. 
 
 
YORUM: 
* Kabile teşkilatında ister gerçek isterse  varsayım olsun kan akrabalığı en önemli birleştirici unsur olmuştur. 
*  Araplardaki bu sosyal ve siyasal teşkilatlanma, Orta Asya' daki Türklerin  sosyal yapılanmasıyla metodik olarak benzerlik gösterir. 
 
 
EK  BİLGİ: 
Araplarda aile - hayy - kavim - kabile yapılanmasının Türklerdeki  aile - oba - oymak - boy - budun yapılanmasına benzediği  görülmektedir. 
 
ÖRNEK 
 
Araplar'da  Kabilecilik anlayışı hakimdi. Kabile, şeyh unvanı verilen birisi  tarafından idare ve temsil edilirdi. Ancak şeyh hukuki, askerî ve idari  konularda mutlak otorite sahibi değildi. Kabileyi oluşturan aile başkanlarının  teşkil ettiği meclisin kararlarını uygulayan birisi idi. Şeyh her konuda onlara  danışırdı. 
Bu bilgiden aşağıdakilerden hangisi  çıkarılamaz? 
A) Şeyh'in yetkileri sınırlandırılmıştır. 
B)  Demokratik bir yapı vardır. 
C) Şeyh, aynı zamanda meclisin aldığı kararları  yürütmekle yetkilidir. 
D) Şeyh kabilelerin başkanıdır. 
E) Kabileyi temsil  eden Şeyh her konuda serbest hareket  etmektedir. 
 
ÇÖZÜM: 
Paragraftan çıkarılamayacak yargıyı bulmamız  istenmektedir. Çeldiricileri incelediğimizde:  
A) Şeyhin yetkileri  sınırlandırılmıştır. Bu şıkka yönelik bilgi Şeyh her konuda onlara danışırdı  cümlesidir. 
B) Demokratik bir yapı vardır. Bu şıkka yönelik ifade ise  .....Meclisin aldığı kararları yürütmekle ..... cümlesidir. 
C) Şeyh  meclisin kararlarının uygulayıcısıdır. 
D) Şeyh kabilelerin temsili  başkanıdır. Buna yönelik ifade ...... Kabile Şeyh unvanı verilen birisi  tarafından....  
E) Şeyh her konuda serbest hareket edemez. Meclis  kararlarına uymak zorunluluğu vardır. Bu çeldirici paragraftaki verilerle  örtüşmemektedir. 
Cevap E' dir. 
İLK DÖRT MÜSLÜMAN 
Bu tablo  İslâmiyet'in bütün sınıflara aynı mesafede olduğunu göstermesi bakımından  önemlidir. Hz. Ebubekir Mekke'nin önde gelenlerinden biriyken Hz. Zeyd bir  köledir. İlk göç Habeşistan'a yapıldı. Hz. Muhammed Medinelilerle Akabe  görüşmelerini yaptı. Bu görüşme sonucunda bir grup Medineli İslâmı kabul etti.  Hz. Muhammed'i Medine'ye davet ettiler. Hz. Muhammed 622'de Mekke'den  Medine'ye hicret etti. 
 
HİCRET'İN ÖNEMİ VE SONUÇLARI 
1.  İslâm İnkılâbı'nın başlangıcı oldu ve İslâm devletinin temelleri  atıldı. 
2. Müslümanlar daha özgür bir ortama kavuştular. İslâmiyet'in  yayılması hızlandı. 
3. Hicret, Hicrî takvimin başlangıcı kabul edildi  (Hicretin kültürel sonucu). 
4. Müslümanlar arasında sosyal  dayanışmanın örnekleri verilmiştir (Ensar - Muhacir  dayanışması). 
 
MEDİNE DEVRİ OLAYLARI 
1. BEDİR SAVAŞI  (624) 
SEBEBİ: Müslümanların Mekke'de kalan mallarına karşılık Şam  kervanlarını ele geçirmek istemesi, Müşriklerin ise kervanların güvenliğini  sağlamak istemesi üzerine çıktı. 
ÖNEMİ VE SONUÇLARI 
1.  Müslümanların nitelik ve nicelik bakımından en büyük  zaferleridir. 
2. Müslümanların arasında birlik ve beraberlik güçlendi.  Peygambere olan güven arttı. 
3. Esirler ve ganimetler konusundaki  uygulamalar bundan sonrakilere örnek olmuştur. (İslâm Devleti'nde Savaş  hukukunun oluşması) 
 
2. UHUD SAVAŞI (625) 
Bedr Savaşı'nın  intikamını almak için Müşrikler saldırıya geçtiler. İki devreli bir savaştır.  Bedir Savaşı'na göre Müslümanlar ziyandadır. Askerî disiplinsizliğin yaşandığı  ilk olaydır. (Okçuların yerlerini terk etmesi.). 
 
3. HENDEK SAVAŞI  (627) 
Müşriklerin Müslümanlar üzerine son saldırılarıdır. Selmanı  Farisi'nin teklifi üzerine şehrin bazı bölgeleri hendekle çevrildi.  Müşrikler sonuç alamadan geriye döndüler.  
 
NOT: 
Müslümanların son  savunma savaşıdır. Bundan sonra Müslümanlar taarruza, Müşrikler ise savunmaya  geçeceklerdir. Yani askerî dengeler Müslümanların lehine  değişmiştir. 
 
ÖRNEK 
 
İslâm  devletinin ilk ve mahiyet itibariyle en önemli zaferidir. Müslümanların  birbirine olan bağlılıkları artmıştır. Hz. Muhammed'e olan inanç da  güçlenmiştir. 
Yukarıda sözü edilen başarı hangisidir? 
A) Uhud  Savaşı  
B) Bedir Savaşı 
C) Hendek Savaşı  
D) Tebük Seferi 
E) Sevik  Gazvesi 
ÇÖZÜM: 
Hicretten sonra Müslümanların ilk büyük başarısı  Bedir Savaşı'dır. Bu başarı Müslümanların Peygambere ve kendilerine olan  güveni ve bağlılığını güçlendirmiştir. 
Cevap B'dir. 
UYARI: 
Türk  tarihînde strateji olarak Hendek Savaşı ile;;  
- Miryokefalon Savaşı 
- II.  Kosava Savaşı  
- Sakarya Meydan Savaşı  
benzerlikler  gösterir. 
 
 
4. HUDEYBİYE BARIŞI (628) 
Hendek başarısından  sonra Müslümanlar Kabe'yi ziyaret etmek istemişler, Müşrikler engel olunca  antlaşma yapılmıştır. 
ÖNEMİ: 
1. Müşrikler Müslümanların  siyasî varlıklarını resmen tanıdılar. 
2. Başlangıçta Müslümanların  aleyhine olan bazı kararlar daha sonra Müslümanların lehine sonuç  vermiştir. 
 
YORUM: 
Bu da Hz. Muhammed'in ileri görüşlülüğünü  göstermektedir. 
 
3. Hudeybiye Barışı'nın siyasî sonuçları  açısından yorumladığımızda Müslümanların bir başarısı olarak görülür.   
 
HAYBER KALESİ'NİN FETHİ (629) 
Yahudilerle yapılan bir  mücadeledir. Amaç Müslümanların Şam ticaret yolunun hakimiyetini ele geçirmek  istemesidir. Müslümanlar kazandılar. 
ÖNEMİ:  
1. Şam  ticaret yolunun güvenliği sağlandı. 
2. Mekke'nin Fethine zemin  hazırlandı. 
 
MUTE SAVAŞI (629) 
Bizans (Hristiyanlarla) Gassani  Arapları ile Müslümanlar arasında yapılmıştır. 
 
SEBEBİ: Gassani  Araplarının Müslüman keşif kollarına saldırması üzerine yapılan bir  mücadeledir. Müslümanlar bu savaşta önemli komutanlarını kaybetti. Hz.  Muhammed'in katılmadığı tek seferdir. 
 
MEKKE'NİN FETHİ  (630) 
SEBEPLERİ: 
1. Mekke'nin jeopolitik ve dinsel  konumu 
2. İslâmiyetin yayılmasında önemli bir engel teşkil  etmesi 
3. Arap Yarımadası'nın merkezi durumunda bulunması 
Mekke  alındı. Buradan kaçanlar Huneyn ve Taif'de toplandılar. Aynı yıl Huneyn  alındı. Taif, bağlılığını bildirdi. 
 
SONUÇLARI 
1. Arap  Yarımadası'nın merkezi ele geçirildi. İslâmiyet yarımadanın en güçlü dini  haline geldi. 
2. Müslümanlar ibadet serbestliği kazandılar.  (Hac) 
3. Hicaz bölgesinin fethi tamamlandı. (Mekke, Medine,  Taif) 
 
TEBÜK SEFERİ (631) 
Bizans'ın Kabe'yi basacağı haberi  üzerine İslâm orduları Suriye'ye doğru sefere çıktı. Haberin yalan olduğu  anlaşıldı ve geri dönüldü. Hz. Muhammed'in son seferidir. Bu sefer sırasında  ilk defa Karantina sistemi uygulanmıştır (Kitle sağlığına verilen önem  öncelikle değerlendirilmiştir.). 
 
 
VEDA HACCI (HUTBESİ)  (632) 
Hz. Muhammed'in son haccıdır. Bu hacda Kur'an ve hadise bağlı  kalındığı sürece eski dine dönülmeyeceği, insanların birlik ve bütünlüklerinin  bozulmayacağı vurgulanmıştır. İnsanlar arasında ayrım olmadığı, kadınların  erkekler üzerinde, erkeklerin de kadınlar üzerinde hakları bulunduğu  belirtilmiştir. 
 
UYARI: 
Hudeybiye Antlaşması ile benzer sonuçlar  doğuran Türk tarihindeki olaylar: 
- İstanbul Hükümeti'nin Amasya Görüşmesi  ile Temsil Heyeti'ni tanıması 
- İtilâf Devletlerinin Londra Konferansı'na  TBMM'yi davet etmeleri ve tanımalarıdır. 
YORUM:  
Bu gelişmeler  uluslararası alandaki etkinliklerin artmasına zemin  hazırlamıştır.. 
 
 
ÖRNEK 
 
Hz.  Muhammed'in iyi bir diplomat ve aynı zamanda da uzak görüşlülüğünü de gösteren  olay aşağıdakilerden hangisidir? 
A) Bedir Savaşı B) Uhut Savaşı 
C)  Hudeybiye Antlaşması D) Hendek Savaşı 
E) Mekke'nin  Fethi 
 
ÇÖZÜM: 
Soru köküne baktığımızda bir diplomasiden söz  edilmektedir. 
A, B, D ve E çeldiricileri diplomatik bir durum değil, askerî  birer gelişmedir. 
Hudeybiye Antlaşması ise diplomatik bir olaydır. 
Uzak  görüşlülüğü konusu ise Hudeybiye Antlaşması'nın bazı maddeleri başlangıçta  Müslümanların aleyhine gibi görünmesi, ancak süreç içinde Müslümanların lehine  sonuç vermesidir. 
Cevap C'dir. 
 
ÖRNEK 
 
İslâm öncesi Arabistan'da şehir ve köylerde  yaşayan Araplarda Güneş'e bağlılık, göçebe Araplarda ise Ay'a bağlılık kültürü  gelişmiş idi. 
Bu duruma bakarak aşağıdaki yargılardan hangisine  ulaşılabilir? 
A) İnsanların inançlarını çabuk değiştirdiği 
B) Araplar  arasında siyasî birliğin bulunmadığı 
C) Yaşama tarzının inançların  oluşmasında etkili olduğu 
D) Yerleşik hayatta medenîleşme sürecinin  hızlılığı 
E) İlahi dinlerin puta tapıcılığı  yasakladığı 
 
ÇÖZÜM: 
Bilgi veren paragrafa baktığımızda  şehir-yerleşik, köy- göçebe - hayvancılık Ay ve Güneş değerleri üzerinde  durulmuş ve ilişkileri ifade edilmiştir. Yerleşik yaşayanlar da Güneş, göçebe  yaşayanlarda ise Ay önemli görülmüştür. Yerleşik ve göçebe bir yaşam çizgisi  olduğuna göre, yaşam şeklinin inançların oluşumunda etkisi vardır sonucuna  ulaşılabilir. 
Cevap C'dir. 
 
 
DÖRT HALİFE DEVRİ (632-661)  (HÜLÂFÂ-İ RAŞİDİN) 
A. Hz. Ebubekir ® Kuruluş (632 - 634) 
B.  Hz. Ömer ® Yükselme (634- 644) 
C. Hz. Osman ® Duraklama  (644-656) 
D. Hz. Ali ® Çöküş (656-661) 
 
A) Hz. EBUBEKİR  DÖNEMİ (632-634 ) 
* Müslümanlar arasında birlik ve bütünlüğü  sağladı. Yermük Savaşı'nda Bizans yenildi. Suriye'nin fethine başlandı. 
*  Hafız sayısında azalmalar olması üzerine Kur'an-ı Kerim kitap haline  getirildi.  
* Zekât vermeyenlerden zekât alındı. 
Yalancı  Peygamberlerle uğraşıldı. (Ridde olayları) 
B) Hz. ÖMER DÖNEMİ (634-644  ) 
* Ecnadeyn Savaşı ile Suriye'nin fethi tamamlandı. 
*  Köprü Savaşı'nda İslâm orduları Sasanilere yenildi. 
* Kadisiye  Savaşı'nda Irak, Nihavent ve Calûla Savaşında İran alındı (İran'ın alınmasıyla  Türkler ilk komşuluk ilişkileri başlamıştır.). 
Mısır, Filistin , Kudüs,  Azerbaycan alındı. 
Libya'nın fethine başlandı. 
Cünd adıyla ilk sürekli  ordular kuruldu (ordugahlar). 
Divan-ı Cünd adıyla askerî divan  kuruldu. 
İkta sistemi uygulandı. Hicrî takvim kullanıldı. 
Sınırların  genişlemesiyle birlikte eyaletlere vali ve kadı tayinleri yapıldı. 
Para  bastırıldı (Bizans ve Sasani paralarının taklidi). 
 
UYARI: 
Hz. Ömer'in  halk ile olan ilişkileri ve sorumluluğu İslâm'da sosyal devlet anlayışının  benimsendiğini göstermektedir. Buna örnek olarak Fırat'ta bir kurt, bir kuzuyu  parçalasa ilahi adalet bunu Ömer'den sorar. sözü  gösterilebilir. 
 
 
C) Hz. OSMAN DÖNEMİ (644-656) 
- İlk İslâm  donanmasını kurdu. 
- Kıbrıs adası alındı. Rodos kuşatıldı. 
- Libya'nın  fethi tamamlandı.Tunus'un fethine başlandı. 
- Hazar Türkleri ile  savaşıldı. 
- Horasan valiliği kuruldu. Sasaniler tamamen  yıkıldı. 
 
UYARI: 
Hazar Türkleriyle yapılan bu mücadele sonucunda,  İslâmiyetin Kafkasya ve Rusya Bozkırlarında yayılması  engellenmiştir. 
 
 
- Bizans ile ilk deniz savaşi yapildi. 
- Kur'an-i  Kerim çogaltildi. 
- Hz. Osman'in devlet yönetimine kendi yakinlarini  getirmesi, diger kabilelerin tepkisine yol açti. Hz. Osman  öldürüldü. 
 
NOT: 
Islâm'da ilk huzursuzluklar bu dönemde başladi. Bundan  sonraki olaylara da zemin hazirlandi. 
 
NOT: 
Hz. Ömer'in on yillik  halifeligi sirasinda Irak, Iran, Dogu Anadolu, Misir Azerbaycan ve Suriye Islâm  Devleti sinirlari içine alinmiştir. 
 
 
UYARI: 
Islâm ordularinin  düzenli olarak fethi ile görevlendirildikleri ilk ülke Suriye'dir. Suriye'nin  kapilarini Islâm ordularina açan Yermük Zaferi'dir. 
 
 
UYARI: 
Hz.  Ebubekir Hire'yi fethedip Cizye ye bagladi. Islâm kuvvetleri ilk defa Firat'i  geçip Dicle irmagina kadar ilerlediler. 
 
 
YORUM: 
Hz. Ebubekir, Hz.  Muhammed'in vefatindan sonra Islâm Devleti'ni parçalanmaktan kurtarmiştir. Bu  çabasiyla Islâm Devleti'ne en büyük hizmeti  yapmiştir. 
 
 
NOT: 
Misir'in alinmasiyla Baharat Yollari üzerinde  Müslümanlarin hakimiyeti başladi. Dogu Akdeniz'e bir kapi  açildi. 
 
 
HZ. ALI (656 - 661) 
- Fetihlerin durdugu ve iç  sorunlarin yogun oldugu bir devirdir.  
Cemel (Deve) Olayi 
Hz. Ali  ´ Hz. Aişe, Talha ve Zübeyr arasinda yaşandi. 
Sebep: Hz. Ali'nin , Hz.  Osman'in katillerini bulmakta geciktiginin öne sürülmesidir. Mücadeleyi Hz. Ali  kazandi. 
 
UYARI: 
Müslümanlar arasinda yapilan ilk iç savaştir. Bundan  sonraki olaylara da zemin hazirlamiştir. 
 
 
UYARI: 
Bu olay  sonucunda Hz. Ali merkezi Küfe'ye taşimiştir.  
 
 
Siffin  Olayi: 
Hz. Ali ile Şam Valisi Hz. Muaviye arasinda  olmuştur. 
 
Sebep: Bundan önceki olaylarin etkisi ve devlet  başkanligi meselesidir. Savaş sirasinda Hz. Muaviye harp hilesine baş vurdu ve  hakemler olayina gidildi. Hakemler olayinda da hile yapilinca; Müslümanlar  arasinda görüş ayriliklari ve gruplar ortaya çikti. Bunlar; 
1. Hz. Ali  yanlilari: Şiiler 
2. Hz. Muaviye yanlilari: Emeviler 
3.  Hariciler: Her iki tarafi da kabul etmeyenler. 
 
NOT: 
Bu olay  sonucunda Islâm dünyasinda ilk ayriliklar ortaya çikti. Bundan sonraki  olaylarin da temel kaynagi oldu. 
 
 
661 yilinda Hz. Ali öldürüldü.  Böylece Dört Halife Devri sona erdi. 
 
 
 
DÖRT HALIFE DÖNEMI'NIN  DEGERLENDIRILMESI 
1. Halifeler bir tür seçimle iş başina  geldiginden bu döneme Cumhuriyet dönemi de denir. 
2. Kuzey Afrika'nin  fethine başlanmiştir. 
3. Islâm'da ilk ayriliklar yaşanmiştir. 
4.  Türklerle ilk komşuluklar ve savaşlar yapilmiştir. 
 
ÖRNEK 
 
Islâm tarihînde, devlet merkezinin  Medine'den Küfe'ye taşinmasi aşagidaki hangi gelişmenin sonucunda  yaşanmiştir? 
A) Hz. Osman'in şehit edilmesi 
B) Cemel Olayi 
C)  Siffin Savaşi 
D) Hakem Olayi 
E) Kerbelâ  Olayi 
 
ÇÖZÜM: 
Islâm devletinde ilk merkez degişikligi Hz. Ali  zamaninda Cemel olayindan sonra yaşanmiştir. Bunun nedeni ise; Hz. Ali'nin  Cemel Olayi'ndan sonra bölgede sosyal ve siyasî destegini yitirdigini  düşünmesi, kendi taraftarlarinin yogun olarak yaşadigi bir mekani tercih  etmesidir. 
Cevap B' dir. 
 
ÖRNEK 
 
Islâm dünyasini asirlarca sürecek bir  mücadeleye sürükleyecek olay aşagidakilerden hangisidir? 
A) Cemel Olayi  B) Siffin Olayi 
C) Hakem Olayi D) Kerbelâ Olayi 
E) Yalanci  Peygamberler 
ÇÖZÜM: 
Islâm toplumunda ilk anlaşmazlik ve  huzursuzluk Hz. Osman döneminde başlar.  
* Ilk iç savaş Cemel  Olayi 
* Ilk görüş farkliliklari veya gruplaşmalar Hakem  Olayi'dir. 
* Bu görüş ayriliklarinin kesin olarak oluşmasi ve Islâm  dünyasinda Şii - Sünni yapilanmasina neden olan olay ise Kerbelâ'dir. 
Cevap  D' dir. 
 
UYARI: 
Müslümanlar arasinda ilk iç savaşlarin başlamasi 
*  Cemel Olayi (ilk iç savaş) 
* Ilk ayriliklara neden olan Siffin Savaşi  sonucu uygulanan Hakemler Olayi 
* Kesin ayriliklar ise Kerbelâ  Olayi'dir. 
 
 
 
YORUM: 
- Cemel Olayi 
- Siffin Savaşi ve Kerbelâ  Olayi bir fetih ya da dini yaymak için yapilan bir çalişma degildir. Tam  tersine Müslümanlar arasinda birlik ve bütünlügü bozucu sonuçlar doguran iç  olaylardir. 
 
 
 
EMEVILER (661 - 750) 
Kurucusu:  Hz.Muaviye Merkez: Şam (Dimaşk) 
Yönetim Şekli:  Saltanat 
Hz. Ali devrinde duran fetihlere yeniden başlandi. 
Ilk  düzenli Islâm donanmasi kuruldu. 
Istanbul, Müslümanlar tarafindan ilk kez  kuşatildi. 
 
UYARI: 
Türgişler, Emeviler ile mücadele ederek, Emevileri  Maveraünnehir bölgesinde durdurmuşlar, bu bölgenin Islâmlaşmasini ve  Araplaşmasini da engellemişlerdir. 
 
 
Türk illerine seferler  yapilmiştir. (Türgişlerle savaşmişlardir.) 
Hz. Muaviye ölmeden önce oglu  Yezid'i veliaht ilan etti. 
 
YORUM: 
Hz. Muaviye bu hareketi ile  yönetimde isaltanat yolunu açmiştir. Saltanatin ilk halifesi Yezid  olmuştur. 
Hz. Ali'nin, merkezi Kufe'ye, Emevilerin Şam'a taşimasinin nedeni  kendi yönetimlerini destekleyecek taraftarlarinin bu bölgelerde yogun olarak  bulunmasidir. 
 
 
Yezid döneminin en önemli olayi, Kerbela'da Hz.  Hüseyin'in şehit edilmesidir. Bu olay sonucunda Islâm dünyasi kesin olarak Şii  ve Sünniler olmak üzere ikiye ayrilmiştir. 
Abdülmelik  zamaninda; 
-Arapça resmi dil ilan edildi. Farsça ve Rumca'nın  kullanılması yasaklandı. 
-İlk İslâm parası bastırıldı. 
-Zalim Haccac Türk  illerine seferler yaptı. 
Velid zamanında; 
- Avrupa'da ilk defa  fetihlerde bulunulmuştur. 
-711 Kadiks Savaşi'nda Vizigot kralligi yikildi.  Ispanya alindi.  
-Kuzey Afrika'nın fetihleri tamamlandı. 
Hişam  zamanında; 
-İslâm orduları Fransa'da Frank kralı ile yaptığı (732)  Puvatya Savaşı'nda yenildi. Bu yenilgi batıdaki İslâm ilerleyişini  durdurdu ve geri çekilişin de başlangıcı oldu (Osmanlı Devleti'nin II. Viyana  yengisiyle başlayan durumu gibi). 
Devlet içinde anlaşmazlıkların yoğunlaşması  fetihlerin durması, kabile ve taht kavgaları ve Emevilerin kendi soylarını  üstün görmeleri, Emevilerde güç kaybına neden oldu. 
 
UYARI: 
Emeviler  İslâm devletini, zaman ve şartların gereği olarak Bizans ve Sasanilerden de  yararlanarak, tam teşekküllü, usül ve sunumu gelişmiş bir Arap Devleti haline  getirmişlerdir. 
 
 
Emevilerin; 
-Irkçı bir politika  izlemesi; 
-Taht ve kabile kavgaları; 
-Abbasi ve Şiilerin çalişmasi  yikilişlarini hizlandirmiştir. 
-Horasanlı Ebu Müslim'in isyanıyla Emevi  Devleti'nin siyasi varlığı sona ermiştir. 
ÖNEM VE ÖZELLİKLERİ 
-Bir  Arap İslâm Devletidir. (Irkçıdırlar) 
-İstanbul, Müslümanlar tarafından ilk  kez kuşatıldı. (Muaviye) 
-Fethedilen bölgelerin kültürlerinin etkisi ile  İslâm mimarisinde ve sanatında değişme ve gelişme yaşanmıştır. İslâm mimarisi,  Hristiyan mimarisi ile yarışabilecek düzeye gelmiştir. 
- İlk kez Avrupa'da  fetihler yapılmıştır. 
 
ÖRNEK 
 
 
Emeviler devrinde, Araplar kendilerini soylu ve diğer  Müslüman uluslardan üstün görmüşlerdir. Bütün valilik ve komutanlıklara, önemli  memurluklara Araplar getirilmiştir. İslâm kültür ve uygarlığının  oluşmasında büyük katkıları olan, Araplar dışındaki Müslüman kişilere, Arapların  kız vermeleri yasaklanmıştır. 
Bu bilgilere dayanarak aşağıdaki  yargılardan hangisine varılamaz? 
A) Emeviler devrinde ırkçılık  politikası izlenmiştir. 
B) İslâm uygarlığında çeşitli kütlürlerin katkıları  vardır. 
C) Emeviler devrinde toplumda ayrıcalıklı bir kesim vardır. 
D)  Emevi yönetimi halka eşit olanaklar tanımıştır. 
E) Emeviler devrinde askerî  ve sivil örgütler kurulmuştur. 
(1998 / ÖSS) 
 
ÇÖZÜM:  
ÖSS  tarzındaki soruların öğrencilerin başarısını değil yeteneğini ölçen sorular  olduğu bir gerçektir. Bu tip sorularda çözüme gidebileceğiniz bilgi sunulur.  Önemli olan bu bilgiyi iyi anlama, anladığını da doğruca yorumlamaktır. Burada  da soruyu doğru okumak ve dikkati bilgi üzerinde toplamak  gereklidir. 
Seçenekleri inceleyelim: 
A) Emeviler ırkçı politika  izlemiştir. 
Soru kökünde yer alan Araplar kendilerini soylu ve diğer  Müslüman uluslardan üstün görmüşlerdir. ifadesi bu şıkkı  doğrulamaktadır. 
B) İslâm uygarlığında çeşitli kültürlerin katkıları vardır.  Bu şıkka yönelik ifade ise ... İslâm kültür ve uygarlığının oluşmasında büyük  katkıları olan, Araplar dışındaki Müslüman kişilere ... dir. 
C) Emeviler  devrinde toplumda ayrıcalıklı bir kesim vardır. Bu şıkka yönelik açıklama ....  Araplar bütün valilik ve komutanlıklara, önemli memurluklara Arapları  getirmişlerdir...  
D) Emevi yönetimi halka eşit olanaklar tanımıştır. Soru  kökünün geneline baktığımız zaman ayrıcalıklı bir ırktan bahsedilmektedir.  Görev ve memurluklar verilirken kişilerin Müslüman olmasının yanında Emevi  olmaları önemli görülmüş, Emevi olmayanlara Müslüman da olsa aynı haklar  tanınmamıştır.  
E) Emeviler devrinde askerî ve sivil örgütler  kurulmuştur. Soru cümlesinde yer alan valilik ve komutanlıklara ve önemli  memurluklara gibi ifadeler askerî ve sivil örgütlerin oluşturulduğunu  göstermektedir. 
A, B, C ve E seçenekleri soru kökünde verilmiştir. 
Cevap  D'dir. 
ABBASİLER DÖNEMİ (750 - 1258) 
Merkezi:  Bağdat 
Yönetim şekli: Saltanat 
Mansur zamanında, Yunan ve  Hellenistlik eserler Arapçaya çevrilmeye başlandı. 
Abbasiler en parlak  devirlerini, Harun Reşit zamanında yaşadılar ve Bağdat; bilim, kültür ve sanat  merkezi haline geldi. 
Memun zamanında; bilim ve sanat alanında gelişmeler  devam etti. Tercüme çalışmalarına ağırlık verildi. 
 
EK BİLGİ: 
Devlet  tercüme işlerinin daha kolay yapılabilmesi için tercüme büroları olarak  Akademiler kurdu. Oluşturulan bu kurumlara Beyt'ül Hikme adı verilir.   
 
 
Mustasım zamanında; Türklere büyük önem verildi. En üst  komutanlıklara bile yükselen bu komutanlar (Emirül Ümeralar) zaman zaman  ayaklanarak bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. 
 
UYARI: 
Emir'ul  umeraların isyan etmesi sonucu kurulan bağımsız devletçiklere Tevaif'ul Müluk  adı verilir. Bunlara örnek olarak, Tolunoğulları, İhşitler ve Tahiriler  gösterilebilir. 
 
 
NOT: 
751 Talas Savaşı'ndan sonra Türk-Arap  yakınlaşması başlamış ve Türkler Arap (Abbasi) ordularında görev almaya  başlamışlardır. Arap ordularında en üst komutanlık görevlerine kadar  yükselebilmişlerdir (Emirul Ümeralıklar). Zaman zaman da merkeze karşı  ayaklanarak bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. 
 
 
UYARI: 
Abbasi  Devleti'nin yıkılış nedenlerinden birisi de geniş yetkilerle donatılmış Emir'ül  Ümeralar'ın ayaklanarak bağımsızlıklarını ilan etmeleri olmuştur. Bu  yapılanmanın sonucunda Abbasi Devleti sınırları içinde Tevaif'ul Müluk adı  verilen büyüklü-küçüklü devletçikler ortaya çıkmış, bu da devletin  parçalanmasında rol oynamıştır. 
 
 
UYARI: 
751 Talas Savaşı'ndan  sonra Türkler Abbasi yönetiminde yaygın olarak yer almaya başladılar. Devlet,  Arap ve Türk kültürlerinin birbirlerine zarar vermesini önlemek amacıyla,  Türklere ayrı şehirler kurmuştur (Samarra). Mutasım zamanında, Türk kültürü  İran kültüründen daha ön plana çıkmıştır. 
 
 
 
 
UYARI: 
Abbasiler  Bizans sınırına yakın bölgelerde Avasım adıyla sınır şehirleri kurmuştur. Bu  şehirlere özellikle Türkler yerleştirilmiştir. 
 
 
ÖRNEK 
 
Avrupalı bilginler, eski Yunan'dan Hint'  ten, İran'dan süzülüp gelen insanlığın ortak ilim, kültür ve medenîyet  değerlerinin temel taşları olan eserleri, Arapçadan Lâtinceye tercüme  etmişlerdir. 
Yukarıdaki bilgiden çıkarılabilecek en doğru yargı  hangisidir? 
A) Avrupa ülkeleri bilim alanında gelişmemiştir. 
B)  Araplar da bilimsel çalışmalarda bulunmuşlardır. 
C) Bilimsel çalışmalarda  çeşitli toplumların katkısı vardır. 
D) İslâm kültürü İran medenîyetinden  etkilenmiştir. 
E) Bilimsel çalışmalarda din unsuru belirleyici  olmuştur. 
ÇÖZÜM: 
Çeldiricilerin hepsinin doğru olabilme ihtimali  mevcuttur ancak bunlar içerisinde en doğrusunu bulmamız istenmektedir.  Bir başka bakış açısıyla en geneline yani bilginin tümünü kapsayan  bilgiyi bulmamız istenmektedir. 
Verilen paragrafta bilimsel bir etkinlikten  söz edilmektedir. Bu etkinliklerde Yunan, Hint, Latin, İran ve Arap  toplumlarının emekleri vurgulanmaktadır. Yani her toplumun, bu çalışmaların  yürütülmesinde farklı zamanlarda da olsa katkısı vardır. Bu etkinlikler tek bir  topluma mal edilemez 
Cevap C' dir. 
 
ÖRNEK 
 
Abbasi halifelerinin; 
Tuğrul  Bey'e, 
Gazneli Mahmut'a ve 
Muhammed Togaç Han'a  
İslâm'a  hizmetlerinden dolayı sultan unvanlarını vermesi halifenin nasıl bir güce de  sahip olduğunun kanıtıdır? 
A) Ekonomik B) Askeri 
C) Dinsel D)  Siyasal 
E) Kitlesel 
ÇÖZÜM: 
Papa'nın krallara tac giydirmesi,  papanın siyasî bir güce sahip olduğunu gösterir. Halifenin de bir takım devlet  başkanlarına Sultan unvanlarını vermesi, çok aktif olmasa da siyasî bir gücü  olduğunun işaretidir. 
Cevap D' dir. 
 
ENDÜLÜS EMEVİ DEVLETİ (756  -1031) 
Abbasilerden kaçan bir grup Emevi; 
-İspanya'da Kurtuba merkezli  bu devleti kurdu. 
-En etkin oldukları alan; bilim, sanat ve mimaridir. Bu  alanda Kurtuba Medresesi ve Kütüphanesi önemli hizmetler vermiştir. Bu dönemde  yetişen en önemli filozof İbni Rüşt'tür. 
 
NOT: 
Batının İslâm  Medeniyetini az da olsa ilk kez tanıması bu devlet zamanında  olmuştur. 
 
 
- Endülüs Emevi Devleti'nin zayıflamasıyla birlikte  Tevaif'ul Mülük'ler ortaya çıktı. Bunların en önemlisi Gırnata merkezli Ben'ül  Ahmer devletidir. Bu devlet 1492'ye kadar varlığını devam  ettirmiştir. 
Katolik İspanya Krallığı Müslüman ve Yahudilere karşı zulme  başlayınca bu iki toplumu Osmanlı Padişahı II. Beyazıt İspanya'dan kurtardı.  Yahudiler'in Osmanlı içinde yaşamayı tercih etmesinin sebebi; Osmanlının  farklı dinler karşısındaki hoşgörüsü olmuştur.  
 
İSLÂM DEVLETLERİNDE  KÜLTÜR VE MEDENİYET 
İlk İslâm Devleti Hicret'in sonucunda Medine'de  kuruldu. İlk merkez değişikliği Hz. Ali döneminde Cemel Olayı'ndan sonra  yaşandı. 
- Dört halife döneminde yöneticiler seçimle belirlenmiştir. 
-  Emeviler döneminde ise Saltanat sistemi uygulanmıştır. 
- Halifelik  sembolleri; Hutbe, Hırka, Asa, Mühür ve Para'dır (Sikke). 
- İlk divan Hz.  Ömer zamanında kuruldu. 
- İlk sivil divan ve vezirlikler Abbasi döneminde  kuruldu. Bu yapılanmada İran - Sasani kültürünün etkisi vardır. 
- İlk posta  teşkilatı Emeviler döneminde kuruldu (Berid). 
Bu işlerin görüşüldüğü kuruma  ise, Divan-ı Berid adı verilir. 
- İlk para Hz. Ömer döneminde  bastırıldı. 
- İlk İslâm parası ise Emeviler zamanında bastırıldı  (Abdülmelik). 
- Maliye görevlilerine Muhtesip denir. 
- Devlet gelirlerinin  toplandığı hazineye Beytül Mal denir. 
- Ekonomi işlerinin görüşüldügü  kuruma Divan-i Haraç adi verilmiştir. 
- Devlet gelirleri: Sadaka (zekât),  ganimet, haraç ve cizye'dir. 
- Sosyal yapı: İslâm devletinde halk sosyal  tabakalara ayrılmıştır. 
- Halifelik ailesinin idaresinde  bulunanlar 
* Arap olmayan Müslümanlar (M*******i) 
*  Zımmiler (Gayri Müslim) 
* Köleler 
ÖRNEK 
 
İslâmiyetin gelmesiyle birlikte Arap  Yarımadası'nda kapalı kalan Araplar bu dini yaymak amacıyla dışa açıldılar.  Farklı kültür ve medenîyetlerden etkilenerek önemli eserler  verdiler. 
Farklı toplumlarda karşılaşan İslâm kültürü en çok hangi  alanda değişim göstermiştir? 
A) Askeri alanda 
B) Dini  inançlarda 
C) Ekonomik koşullarda 
D) Uygarlıkta 
E) Siyasi  hayatta 
 
ÇÖZÜM: 
Verilen paragrafın son cümlesinde soruyu doğru  çözümlememize yardımcı olacak bilgi sunulmuştur. Farklı kültür ve  medeniyetlerden söz edilerek medeniyet alanında bir değişimin yaşandığı  vurgulanmıştır. 
Cevap D'dir. 
 
- Bilim ve sanat dili olarak Emevilere  kadar Farsça ve Rumca kullanılmış; Emeviler döneminde Arapça resmi dil kabul  edilmiş ve diğer dillerin kullanılması yasaklanmıştır. Devlet görevlilerinin  ve halifenin düşmanlarının hal ve hareketlerini anlayıp bildirmek,  yazışmaları yerine ulaştırmakla görevli berid (Posta) teşkilatı Emeviler  zamanında kurulmuştur. 
- İslâmiyet'ten önce Araplarda yazılı hayat  gelişmemiştir. Hz. Muhammed'in hayatını ve faaliyetlerini yeni nesillere  aktarma zorunluluğu yazılı hayatın başlamasında önemli bir  etkendir. 
- Bilimin en çok geliştigi zaman Abbasiler dönemidir. Bu dönemde  Bagdat dogudaki en önemli bilim ve kültür merkezidir. Yine Abbasiler zamaninda  yabanci eserler Arapçaya çevrilmiştir. 
- İslâmiyet'i kabul eden  toplumlar, dinlerinin mukaddes kitabını okuyabilmek için Arapçayı öğrenmek  zorunda kalmışlardır. Böylece Arapça milletlerarası bir dil haline  gelmiştir. 
- İslâmiyet zayıf kültürlü toplumlarda yavaş yavaş  Araplaşma şeklinde ortaya çıkmıştır. Bu bilgiden çıkarılacak en doğru yargı  bu özelliğe sahip toplumların milli benliklerini yitirmeleridir. 
- Güçlü  kültüre sahip toplumlarda bu değişim yaşanmamıştır (İran ve Türk toplumlarında  olduğu gibi.). 
- Merkezin Kufe'den Şam'a taşinmasiyla birlikte, mimaride  Bizans etkisi de görülmeye başlar. Bu etkileşimin sonucu, Islâm mimarisi  Hristiyan mimarisiyle yarişabilecek duruma gelmiştir.  
- Emeviler, İslâm  mimarisine Minare ve Mihrabı kazandırmışlardır. Mimaride; Suriye'de Roma ve  Bizans; İran'da Sasani, Mısır'da ise Eski Mısır sanatının etkisi  görülür. 
 
NOT: 
İslâm medenîyeti Arap kültüründen ibaret değildir. Bu  medeniyetin oluşumunda Yunan, Hint, Bizans, İran ve Türk kültürlerinin etkisi  vardır. Bu etkileşim sürecinde İslâmiyetin Vahdaniyet (birlik) ilkesine ters  düşen anlayışlar alınmamıştır. 
 
 
ÖRNEK 
 
Abbasi Devleti yıkıldıktan sonra, Abbasi  soyundan bir şehzade Mısırdaki Memlük Devleti'ne sığınmıştır. Memlük sultanları  Halife sıfatını taşıyanlara devlet yönetiminde hiçbir yetki vermemişler,  halifeliğin dinsel nüfuzundan faydalanma arzusunda olmuşlardır. 
Sadece bu  bilgiler dikkate alındığında Memlüklülerin Halifeyi ülkelerinde  barındırmalarının en önemli amacı aşağıdakilerden hangisidir? 
A)  İslâm devletleri içerisinde üstün hale gelmek 
B) Müslümanların tepkisini  çekmemek 
C) Abbasi Devleti'nin ekonomik gücünü arttırmak 
D) Memlük  Devleti'nin ekonomik gücünü arttırmak 
E) Türklerin devlet yönetimindeki  gücünü kırmak 
 
ÇÖZÜM: 
Halife Dünyada yaşayan tüm Müslümanların  lideridir. Memlüklular, Abbasi halifesini himayeleri altına almakla, Dünya  Müslümanları üzerinde diğer Müslüman devletlere göre daha etkin bir konuma  gelmeyi amaçlamışlardır. 
Cevap A'dır. | 
														 
													 
												 
											 | 
										 
										
											  | 
										 
									 
								 |