Kurtuluş Savaşında Cepheler
Kurtuluş Savaşında Cepheler


DÜZENLİ ORDUNUN KURULMASI
Kuva–i Milliye birlikleri ile ulusal kurtuluş savaşının kazanılması sağlanamazdı. Bu durumun nedenleri şun­lardır.
1. İç ayakanmaların bastırılmasında etkili olmalarına rağmen, Yunan ilerleyişini durduramayışları.
2. Batı Cephesinde TBMM'nin otoritesini tanımaya­rak halktan keyfi bir şekilde asker, para ve malzeme topla­maları.
3. Askerlik tekniğine sahip olmamaları.
Kuva–i Milliye güçleri kongrelerin yapılmasına ve I.TBMM'nin kurulmasına katkıda bulunmuştu. Ancak bu disiplinsiz birliklerle savaş kazanılması zordu. Yunanlıla­rın Sevr'in kabul ettirmek için yaptıkları taarruz önlene­nemişti. Mustafa Kemal bu olay üzerine I.TBMM'de dü­zenli ordunun kurulmasını kararlaştırdı. Kuva–i Milliye birliklerinden ve askere alınanlarla birlikte düzenli ordu oluşturuldu. Askerden kaçmaları önlemek için de İstiklâl mahkemeleri görevlendirildi.
DOĞU CEPHESİ
I. Dünya savaşında Ermeniler Çarlık Rusyası tara­fın­dan kışkırtmıştır. Osmanlı Devleti bu durum üzerine, böl­ge­deki Ermenilerin bir bölümünü cephe gerisinde gü­ven­liği sağlamak amacıyla Suriye'ye mecburi olarak göç et­tir­mişti.
Brest Litowsk antlaşmasından sonra Çarlık döne­minde Rus ordularının işgal ettiği yerler boşaltılmıştı. Osmanlı orduları Kafkasya'da ilerlemeye başlamıştı. Mondros antlaşması nedeniyle bu ordular geri çekildi. Bu sırada Kafkasya'da kurulan Ermeni devleti, Büyük Er­menistan devletini kurmak için saldırılar düzenledi ve Doğu Anadolu'yu almayı amaçladı.
I. TBMM XV. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir'i Doğu Cephesi komutanlığına atadı. Böylece TBMM ilk resmi cep­hesini açtı. Ermeniler Doğu Anadolu'dan çıka­rıldı. Er­meniler barış istedi. Gümrü Antlaşması imza­landı. (3 Aralık 1920)
Gümrü Antlaşmasının Önemi:
1. Antlaşma TBMM hükümetinin ilk uluslararası si­yasi başarı­sıdır.
2. Ermeniler Doğu Anadolu'daki toprak isteklerinden vazgeçtiler.
3. Doğu Cephesi kapanmıştır. Buradaki birliklerin Batı Cephesine gönderilmesi sağlanmıştır.
4. Gürcistan hükümetiyle ilişkilerin başlamasına fır­sat doğmuştur.
Not: Sakarya savaşı sonunda yapılan Kars Antlaş­masıyla Doğu sınırı kesinleşmiştir. (13 Ekim 1921)

GÜNEY CEPHESİ
Mondros antlaşmasından sonra Urfa, Adana, Antep ve Maraş illeri önce İngilizler'in işgal ve kontrolüne gir­mişti. İngiltere ve Fransa arasında yapılan gizli anlaşma sonucunda bu yöreler Fransızlar'a bırakılmıştı.
Sivas kongresinde alınan karar doğrultusunda bu cepheyi düzenli hale getirmek için subaylar görevlendi­rildi.
Bölgedeki Kuva–i Milliye birlikleri Batı Cep­hesi'ndeki­lere göre daha düzenli hale getirildi. Yapılan savaşlar sonunda Fransızlar Urfa'dan 10 Nisan 1920'de, Maraş'­tan 11 Şubat 1920'de geri çekildi. Antep 1 Nisan 1920'de Fransızlara karşı ayaklandı, an­cak cephane ye­tersizliği ve açlık ne­deniyle Antep direnişi başarıya ula­şamadı. (9 Şubat 1921)
Not 1: Maraş ve Adana'da Kuva–i Milliye birlikleri Fransızların yanı sıra Ermenilerin kurduğu isyancı birlik­lere karşı da savaşmışlardır.


Not 2: Fransa Güney Cephesinde karşılaştığı direniş karşısında TBMM hükümeti ile barış görüşmelerine baş­lamak zorunda kaldı. Sakarya zaferinden sonra im­za­la­nan Ankara Antlaşmasıyla (20 Ekim 1921) birliklerini Anadolu'dan çekmiştir.


Not 3: Antalya ve yöresini işgal eden İtalyanlar'a karşı bir cephe kurulmamıştır. İtalyanlar halkla yakın ilişkiler kurarak, bölgeyi sömürge yapmak istediler. II. İnönü savaşından sonra İtalyan birlikleri işgal ettikleri yerleri boşaltmışlardı.

BATI CEPHESİ SAVAŞLARI
Ulusal Kurtuluş Savaşımızın geleceğini belirleyen savaşlar bu cephede yapılmıştır. Bu cephede Yunanlılara karşı ilk ortak savunma hattı Balıkesir ve Alaşehir kon­grelerinden sonra oluşturulmuştur. Bu sa­vunma hattı, Ayvalık kıyılarından başlayıp Soma–Akhisar–Salihli–Nazilli kasabalarının batısında meydana getirilmişti.
Batı cephesindeki savaşları bir merkezden yönetmek üzere Temsil Heyeti tarafından Ali Fuat Cebesoy, Batı Cephesi komutanı olarak atanmıştır. Ancak Kuva–i Milli­ye'den oluşan birlikler, büyük ve düzenli Yunan or­du­suna karşı yeterince başarılı olamamıştır. Bu nedenle Düzenli or­dunun kurulmasının zorunlu olduğu anlaşıl­mıştır. Düzenli ordu kurulunca Ali Fuat Cebesoy Mos­kova elçi­liğine atandı. Batı Cephesi komutanlığına ise İsmet İnönü getirildi.
I. İNÖNÜ SAVAŞI (6–10 Ocak 1921)
Bursa'yı alan Yunanlılar'ın en önemli amaçları
1. Ankara'yı almak ve kurtuluş hareketini sona er­dirmek.
2. Demiryollarını kontrollerine almak.
Taarruza geçen Yunan birlikleri Türk direnişi kar­şı­sında geri çekilmek zorunda kaldılar.
SONUÇLAR
1. Düzenli ordu ilk zaferini kazandı.
2. Milletin savaşın kazanılacağı konusunda TBMM­'ne duyduğu güven arttı.
3. Çerkez Ethem isyanı bastırıldı.
4. İtilaf Devletleri Anadolu'daki durumlarını yeniden incelemeye başladılar. Londra Konferansını topladılar (21 Şubat – 12 Mart 1921).
5. Teşkilat–ı Esasi (1921 Anayasası) yapıldı (20 Ocak 1921).
6. İstiklâl Marşı TBMM'de kabul edildi (12 Mart 1921).
7. SSCB ile Moskova Antlaşması yapıldı. (16 Mart 1921)
1921 ANAYASASI (20 Ocak1921)
Teşkilatı Esasiye Kanunu
Mustafa Kemal, ulusal kurtuluş savaşına hukuksal bir özellik kazandırmak istemiştir. TBMM'nin ilk kararla­rını esas alan bir anayasa hazırlamak için komisyon ku­ruldu. 23. maddelik anayasa yapıldı ve TBMM'de ka­bul edildi.
Anayasa'nın Başlıca Maddeleri
1. Hakimiyet kayısız şartsız milletindir.
2. Kanun yapma ve kanunları yürütme gücü TBMM­'de toplanmaktadır.
3. Türkiye Devleti, TBMM tarafından idare olunur ve hükümeti TBMM Hükümeti adını taşır.
4. Din ve şeriat işleri TBMM'ne aittir.
Anayasanın Özellikleri
1. Egemenliğin millete ait olduğu belitilerek, saltana­tın kaldırılacağı anlaşılmaktadır.
2. Yasama ve Yürütme yetkilerinin meclise ait oldu­ğunun belirtilmesiyle Güçler birliği ilkesinin benim­sen­diğini ortaya konulmuştur. Bu durum özellikle salta­natın ile­ride sona erdirileceğini anlatmaktadır.
3. Meclis Hükümeti sistemi anlayışı getirilmiştir.
4. Bu anayasa İhtilâlci bir özellik gösterir.
5. Din ve şeriat işlerinin TBMM tarafından yürütül­mesinin belirtilmesi nedeniyle anayasanın laik bir nite­likte olmadığı anlaşılmaktadır.
Not: 1921 Anayasası ile fiilen bir cumhuriyetin kurul­duğu anlaşılmaktadır.

LONDRA KONFERANSI
(21 Şubat – 12 Mart 1921)
Fransa ve İtalya TBMM hükümeti emrindeki ordu­ların Ermenileri ve Yunanlılar'ı yenilgiye uğratmaları üzerine Anadolu'daki hareketin kuvvetini anladılar. İtilaf Devletleri Sevr antlaşmasında değişiklikler yaparak barış yoluyla sorunun çözümünü gerekli gördüler. Londra'da toplana­cak konferansa Osmanlı Devletini davet ettiler. İstanbul hükümetinden beraberlerinde Ankara Hükümeti adına temsilci getirmelerini istediler.
Mustafa Kemal doğrudan bir davet olmazsa konfe­ransa katılmayacaklarını açıkladı. İtilaf Devletlerinin bu şekilde davranmalarının nedeni her iki hükümet arasın­daki çatışmalardan yararlanıp Sevr'e yönelik kararları TBMM hükümetine kabul ettirmekti.
İtalya'nın çağrısı üzerine TBMM hükümeti konfe­ransa katıldı. Osmanlı temsilcisi Tevfik Paşa söz sırası kendine gelidinğinde Ben sözü Türk milletinin gerçek temsilcisi olan TBMM'nin baş temsilcisine bırakıyorum dedi. Bekir Sami Bey Misak–ı Milli ile belirlenen hakları belirtti. Kon­feransta Sevr'i esas alan değişiklikler TBMM heyeti tara­fından kabul edilmedi.
LONDRA KONFERANSININ ÖNEMİ
Misak–ı Milli dünya'ya duyuruldu. TBMM hükümeti İtilaf Devletlerince resmen tanındı.
Konferans sonunda Bekir Sami Bey'in İtilaf Devletleri ile Misak–ı Milli'ye aykırı olan anlaşmalar yapması TBMM tarafından geçersiz sayıldı
MOSKOVA ANTLAŞMASI (16 MART 1921)
Rusya'da Bolşevik ihtilâlinden sonra Sosyalist bir re­jim kuruldu. Çarlık Rusyası'nın müttefikleri olan İngiltere, Fransa ve İtalya, Bolşevik rejimini yıkmak için çalışma­larda bulundular. Sovyetler Birliği Çarlık yönetimi ile itilaf devletleri arasında yapılan gizli andlaşmaları açıkladı. İtilaf devletlerinin Anadolu'daki işgallere karşı olduğunu duyurdu. Bu durum ortak düşmanları olan SSCB ile TBMM hükümetlerini birbirine yaklaştırdı.
Sovyetler Birliği ile bir dostluk antlaşmasını imzala­mak üzere Moskova'ya giden Türk heyeti antlaşma ön ko­şullarını Sovyetler ile kararlaştırdı. (24 Ağustos 1920). Fakat Sovyetler Birliği Erminelere toprak verilmesini is­tedi. İlişkiler gerginleşti. TBMM hükümeti ordularının Er­menileri yenilgiye uğratması, I. İnönü savaşını kazan­ması ve İtilaf Devletlerinin TBMM hükümetinin Londra Konferansına davet etmesi, Sovyetler Birliği üzerinde etkili oldu. Bunların sonunda Moskova Antlaşması imza­landı.
Moskova Antlaşmasının Önemli Hükümleri
1. İki taraftan birinin tanımadığı devletlerarası bir antlaşmayı diğeri de tanımayacaktır.
2. Sovyetler Birliği Misak–ı Milliyi tanıyacaktır.
3. Osmanlı devleti ile Çarlık Rusyası arasında imza­lanmış olan antlaşmalar geçersiz sayılacaktır.
4. Sovyetler kapitülasyonları tanımayacaktır.
5. İki devlet arasında ekonomik ve diğer alanlarda yardımlaşmaya yönelik antlaşmalar yapılacaktır.
6. Sovyetler, TBMM Hükümeti ile Ermenistan ve Gürcistan arasında yapılan anlaşmalara göre tespit edi­len sınırı, Batum'un Gürcistan'a verilmesi şartıyla ta­nı­ya­caktır.
Antlaşmanın Önemi
1. İlk defa büyük bir Avrupa Devleti TBMM hüküme­tini tanıdı.
2. Doğu sınırı tamamen güvenceye alındı.
3. Sovyetlerin Kurtuluş savaşına askeri yardımda bulunması sağlandı.
AFGANİSTAN DOSTLUK ANTLAŞMASI
(1 Mart 1921)
Moskova Antlaşması için Moskova'ya giden Türk he­yeti ile Afgan heyeti arasında imzalanmıştır.
Antlaşmanın hükümleri
1. TBMM hükümeti Afanistan'ın tam bağımsızlığını tanıyacak
2. Taraflardan birine yapılacak bir saldırıyı diğer ta­raf kendisine yapılmış sayarak savaşmayı kabul edecek
3. Türkiye hükümeti kültürel yardım amacıyla Afga­nistan'a öğretmenler ve subaylar gönderecek
Not: Afganistan, TBMM hükümetini tanıyan ilk devlet oldu.

İKİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI
(23 Mart 1921 – 31 Mart – 1 Nisan 1921)
Yunanlılar, Londra konferansında bir sonuç alına­madığını görünce, kuzeyden Eskişehir ve güneyden Af­yon üzerinden saldırıya geçtiler. Yunanlılar Londra Kon­feransı döneminde zaman kazanarak birliklerini yeni­le­mişlerdi. En önemli amaçları Ankara'yı alarak, TBMM'ni dağıtıp Sevr'i kabul ettirmekti.
SONUÇLAR
1. Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşaya gönderdiği telgrafta milletin kötü talihinin kırıldığını bildirerek zaferi kutladı.
2. Yunanlılar Türk kuvvetlerinin sadece savunma savaşı yapabildiklerini anladı. Daha güçlü ordularla taar­ruza geçme hazırlıklarını başlattı.
3. İtalya Anadolu'daki kuvvetlerini geri çekmeye başladı (5 Temmuz 1921).
ESKİŞEHİR – KÜTAHYA SAVAŞLARI
(10 – 24 Temmuz 1921)
Yunan saldırılarına karşı, Düzenli ordu I–II. İnönü sa­vaşlarında savunma savaşı yapmıştı. Yunanlılar İnönü savaşlarında uğradıkları yenilginin nedenlerini tespit etti­ler. Seferberlik ilân ederek çok sayıda as­ker topladılar. İngiltere'den bol miktarda para ve askeri malzeme yar­dımı aldılar. Kral Konstantin Bizans İmpara­torluğu'nu yeniden kuracakları yönünde açıklama­lar yaptı.
Yunan ordusu askeri sayısı ve savaş araçları bakı­mından Türk ordusundan üstün duruma getirildi. Türk ordusu I–II. İnönü savaşlarından sonra yeni birlikler ve silahlar ile takviye edilememişti. Yunan Taarruzu sonucu Afyon, Kütahya ve Eskişehir Yunanlıların eline geçti. Mustafa Kemal fazla kayıplar vermemek için ordunun, Sakarya Nehri'nin doğusuna çekilmesine karar verdi.
SONUÇLARI
1. TBMM'de ordunun geri çekilmesi üzerine Mustafa Kemal'e yönelik eleştiriler yapıldı.
2. TBMM'de bazı üyeler endişeye kapılarak Hükü­met Merkezinin Kayseri'ye taşınmasını önerdi.
3. Mustafa Kemal TBMM'den Başkomutanlık yetki­sini istedi ve Başkomutan seçildi (5 Ağustos 1921).
4.Başkomutan Mustafa Kemal ordunun ihtiyaçlarını sağlamak için Tekâlif–i Milliye Emirleri ni (Milli Yü­kümlülükler Emirleri) yayınladı.
Bu emirler şunlardır:
1. Her ilçede birer Tekâlif–i Milliye komisyonu kuru­lacak.
2. Her aile giyim eşyası yardımında bulunacak.
3. Tüccarın ve halkın elinde bulunan her türlü giyim ve besin maddelerinin yüzde kırkına bedeli sonradan ödenmek üzere el konacak.
4. Askeri ulaşım yolu yapılacak.
5. Halktaki tüm silah ve cephane üç gün içinde tes­lim edilecek.
6. Bütün teknik araç ve gereçlerle taşıt ve binek hayvanlarının da yüzde kırkına el konulacak.
Not: Tekâlif–i Milliye Emirleri doğrultusunda çıkabi­le­cek sorunları çözmek için İstiklâl Mahkemeleri görev­len­dirildi.

SAKARYA MEYDAN SAVAŞI
(23 Ağustos – 12 Eylül 1921)
Mustafa Kemal, genelkurmay başkanı Fevzi Paşa ile Polatlı'daki cephe karargahında savaş için gerekli önlem­leri ka­rarlaştırdılar. Yunan taarruzu ile başlayan savaş 22 gün 22 gece sürmüştür. Mustafa Kemal Hattı müda­faa yok­tur. sathı müdafaa vardır. O satıh tüm vatan­dır emrini vererek, savunma hattından oluşan cephe kav­ramını değiştirmiştir. Böylece Savaşın bütün yurtta yapı­lacağını belirt­miştir. Yunan ordusu yenilerek geri çekil­miştir.

 

 
HOŞGELDİNİZ...!!!
 
Tavsiye Edilen Bağlantılarımız
 
Dünyanın En Güncel Teknolojisi Sitesi WwW.DunyaninTeknolojisi.CoM

Kaç Kişi Sitede?
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol